Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1378 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 21578 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ: Ankara 16. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 14/06/2010NUMARASI: 2010/644-2010/609Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Borçlu şirketin hasımsız olarak açtığı iflas erteleme davasının yargılaması sırasında Ankara Asliye 4.Ticaret Mahkemesince, 20.05.2010 olan takip tarihinden önce 22.01.2009 tarihinde verilen ve 23.02.2009 tarihinde de devamına hükmedilen ihtiyati tedbir kararında “İİK’nun 206.maddesindeki birinci sırada yazılı alacaklar, rehnin paraya çevrilmesi yolu ile başlatılan takipler hariç, davacı şirkete karşı başlatılmış takiplerin durdurulmasına, yeni takip yapılmamasına” karar verildiği görülmektedir. Bilahare davanın esastan karara bağlandığı ve sözkonusu mahkemenin 2009/18-387 Esas ve Karar sayılı 24.06.2009 tarihli kararı ile iflasın 1 yıl süre ile ertelenmesine karar verildiği, esasa yönelik bu hükümle birlikte tedbir kararının devam edeceğine ilişkin bir karar da verilmediği; yine takip tarihinden önce, iflas erteleme kararının Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 2009/9760 Esas ve 2009/11573 Karar sayılı kararı ile bozulmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. 1086 Sayılı HUMK’nun 112. Maddesinde; “Esas hakkında mahkeme tarafından verilen kararın tefhim veya tebliğ olunmasını müteakip ihtiyaten icra kılınmış olan tedbir mürtefi olur. Şu kadar ki, mahkeme hükmün icrasını temin için işbu tedbirin tayin edeceği müddet zarfında devamına karar verebilir.” hükmüne yer verilmiştir.Anılan yasal düzenleme karşısında, esas hüküm ile birlikte devamına karar verilmeyen ihtiyati tedbir kararının ve takip tarihinden önce bozulmakla ortadan kalkan iflas erteleme kararının İİK’nun 179/b maddesi hükmüne göre takibin iptaline imkan vermediği açıktır. Ne var ki; mahkemece 27.05.2010 tarihinde yukarıda içeriği özetlenen tedbir kararının devamına karar verilmiştir. Bu durumda tedbir kararı, takip tarihinden sonraya ait olacağından icra mahkemesince, tedbirin “davacı şirkete karşı başlatılmış takiplerin durdurulmasına “ ilişkin bölümüne göre icra takibinin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken takibin iptaline karar verilmesi doğru olmayıp mahkeme kararının bu nedenle bozulması gerekir isede bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekmiştir.SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Ankara 16.İcra Mahkemesinin 14.06.2010 tarih ve 2010/644 E, 2010/609 K. Sayılı kararının hüküm bölümünün 1 nolu bendinde yazılı "iptaline" sözcüğünün silinerek karar metninden çıkarılmasına, yerine "durdurulmasına" sözcüğünün yazılmasına, kararın düzeltilmiş bu haliyle İİK 366 ve HUMK’nun 438.maddeleri uyarınca (ONANMASINA), mahkeme kararı düzeltilerek onandığından harç alınmasına mahal olmadığına, 21.02.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.