Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1367 - Karar Yıl 2008 / Esas No : 23369 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ: Ankara 16. İcra MahkemesiTARİHİ: 09/10/2007NUMARASI: 2007/794-2007/803Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Hükmi şahıslara ve ticarethanelere tebligat başlığını taşıyan 7201 sayılı Tebligat Kanunun 12.maddesinde, hükmü şahıslara tebliğ, selahiyetli mümessillerine onlar birden ziyade ise yalnız birine yapılır. hükmüne yer verilmiştir. Aynı Kanunun 21. maddesinde ise kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimseler gösterilen adreste bulunamaz ise tebligatın ne şekilde yapılacağı düzenlenmiştir. Sözü edilen Kanunun 35/1. maddesinde ise "kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse, adresini değiştirirse yenisini hemen tebliğ yaptırılmış olan kaza merciine bildirmeye mecburdur. Bu takdirde bundan sonraki tebliğler bildirilen yeni adrese yapılır. Sözü edilen maddenin ikinci fıkrasında da "adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve yeni adres tebliğ memurunca da tespit edilmediği takdirde tebliğ edilecek evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır. Düzenlemesine yer verilmiştir.Somut olayda icra dairesince borçlu şirketin ticaret sicilinde kayıtlı .............. Bahçelievler İstanbul adresine yenileme dilekçesi ile birlikte ödeme emri tebliğe gönderilmiş tebligat parçasına tebliğ memurunca verilen 21.8.2006 tarihli şerhte bu adreste bulunan G. A.'nın, muhatabın adresten ayrıldığını beyan etmesi üzerine icra müdürlüğünce aynı adrese doğrudan Tebligat Kanununun 35. maddesi uyarınca tebliğ işleminin gerçekleştirildiği görülmektedir.Ticaret sicilindeki kayıtlara göre borçlu şirketin halen tebligatın yapıldığı adreste faaliyetini sürdürdüğü, bu durum vekillerince icra mahkemesine verilen şikayet dilekçesinden de doğrulanmıştır. O halde şikayete konu edilen tebliğ işleminde herhangi bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Mahkemece şikayetin reddi yerine hükmi şahıslar bakımından olayda uygulama yeri olmayan Tebligat Tüzüğünün 28. ve 55. maddelerinden söz edilerek şikayetin kabulü isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 29.01.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.