MAHKEMESİ : Ankara 10. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 12/08/2009NUMARASI : 2009/180-2009/1069Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;Takip dayanağı iş mahkemesi ilamında "Davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile, tümü brüt olmak üzere, 102.21 YTL ücret farkı alacağının 23.11.2003 tarihinden itibaren, 1.861,33 YTL ikramiye alacağının, 59.57 YTL vasıta yardımının, 733.62 YTL hizmet zammı alacağının, 441.00 YTL sosyal yardım ve 26.83 YTL konut yardımı alacağının, bilirkişi raporunda gösterilen temerrüt tarihlerinden, 40.51 YTL giyim yardımı alacağının 01.10.2003 tarihinden itibaren en yüksek banka işletme kredi faizleri ile birlikte, 1.155,93 YTL fazla mesai ücretinin 10.00 YTL'si dava, bakiyesi ıslah tarihinden itibaren, 180.73 YTL genel tatil ücretinin 5.00 YTL'si dava, bakiyesi ıslah tarihinden itibaren yasal faizleri ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, yasal kesintilerin infazda nazara alınmasına" karar verildiği anlaşılmaktadır.Bu durumda 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 94.maddesi gereğince, ücretten kesilmesi gereken vergiler ve sigorta primlerinin, ilgili kamu idaresine ödenmesi zorunluluğu borçlu işverene aittir. Bir başka deyişle alacaklı, ilam konusu bedelden bu kesintilerin düşülmesinden sonra kalan net miktar için ilamlı takip yapabilir. Somut olayda bilirkişi tarafından sigorta primlerinin ücretten kesilmediği ve bu rapor dayanak alınarak hüküm tesis edildiği görülmektedir. Mahkemece yapılacak iş, yukarıda belirlenen esaslar çerçevesinde, Yargıtay denetimine elverişli şekilde bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesinden ibarettir. Bu ilkelere kısmen aykırı bilirkişi raporu esas alınmak sureti ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.Diğer yandan takip dayanağı ilamda, “ Davalı kurum harçtan muaf olduğundan peşin alınan 63.50 YTL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine” karar verildiği halde, bu miktar harcın faizi ile birlikte borçlu bakanlıktan talep edilmesi de doğru değildir. SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 01.06.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.