Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13570 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 6679 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ: Bakırköy 2. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 11/07/2012NUMARASI: 2012/736-2012/984DAVACI: BORÇLU: Mahmut GündoğduYukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Borçlu vekili icra mahkemesine başvurusunda, borçlunun 1984 yılından beri Fransa'da yaşadığını, 1984 yılından bu yana Türkiye'ye giriş yapmadığını, ödeme emri tebliği, kıymet takdiri raporu ile satış ilanı tebliğ işlemlerinin usulsüz olduğunu belirterek ihalenin feshinin talep etmiş mahkemece istemin süre aşımından reddine karar verilmiştir.Somut olayda alacaklı tarafından borçlu aleyhine genel haciz yolu ile ilamsız takibe geçilmiş, örnek 7 numaralı ödeme emri, tapudan bildirilen ... Cad. No:4 Bahçelievler/İstanbul" adresine Tebligat Kanunu'nun 35.maddesine göre 9.8.2010 tarihinde, ...Sok. ...Apt. No:4 D:1 Yeşilköy/Bakırköy/İstanbul" adresine ise 01.10.2010 tarihinde "aynı adreste birlikte sakin oğlu ...imzasına" tebliğ edilmiştir. Kıymet takdiri raporu ve 23.11.2010 tarihinde yapılan satış ilanı tebliğleri de tapudan bildirilen aynı adrese “... Cad. No:4 Bahçelievler/İstanbul" adresine Tebligat Kanunu'nun 35.maddesine göre tebliğ edilmiştir.Dosyada bulunan 13.04.2011 tarihli nüfus kayıt örneğine göre Mahmut Gündoğdu'nun yerleşim yerinin Fransa olduğu, Sakarya Valiliği İl Emniyet Müdürlüğü'nün 18.04.2011 tarihli yazısında borçlunun 01.01.2009 tarihinden itibaren yurda giriş çıkış kayıtlarına rastlanılmadığı bildirilmiştir. Tüm bu belgeler birlikte değerlendirildiğinde, borçlu tüm tebligatların yapıldığı tarihte ve takip tarihi itibariyle yurt dışında ikamet etmektedir. Bu durumda borçluya ödeme emrinin, kıymet takdiri raporunun ve satış ilanının 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun Yabancı Ülkedeki Türk Vatandaşlarına Tebligat Usulünü düzenleyen 25/a ve devamı maddeleri gereğince tebliğ edilmesi yerine yurt içi adresine tebligat yapılması usulsüzdür. Öte yandan ödeme emrinin, "aynı adreste birlikte sakin oğlu ... imzasına" tebliğ edildiği tespit edilmiştir. Tebligat şeklen 7201 Sayılı Kanun'un 16.maddesine uygun ise de; HGK.nun 7.4.1982 tarih ve 1979/10-1377 Esas - 1982/237 Karar sayılı kararı gereğince tebliğ belgesindeki kayıtların aksi her türlü delille kanıtlanabilir. Sakarya Valiliği İl Emniyet Müdürlüğü'nün 18.04.2011 tarihli yazısında borçlunun 01.01.2009 tarihinden itibaren yurda giriş çıkış kayıtlarına rastlanılmadığı bildirilmiş olup, dolayısıyla adı geçenin, tebliğ tarihleri ve hatta takip tarihi olan 11.09.2009 olan tarihinde yurt dışında olduğu anlaşılmıştır. Dairemizin 2011/19379 E- 2012/5220 K sayılı bozma ilamı ile de ödeme emrinin yapıldığı tarihte borçlunun yurt dışında olduğu ve ödeme emri tebligatının usulsüz olduğu tespit edilmiştir.Mahkemece ihalenin feshinin reddine karar verildiği, bu kararın borçlu tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizce; 2011/22481 E 2012/7539 K sayılı ilam ile “Mahkemece borçluya satış ilanı tebligatının usulüne uygun olarak yapıldığı kabul edildiğine göre istemin süreden reddi gerekip bu durumda işin esasına girilmediğinden %10 para cezasına hükmedilmesi isabetsizdir.” gerekçesi ile bozulması sehve müstenit olup, maddi hataya dayalı olarak yazılı şekilde mahkeme kararının bozulması doğru olmadığı gibi, bu durum taraflar yönünden usulü müktesep hak teşkil etmez (H.G.K'nun 29.11.1995 tarih ve 19/819-1028 sayılı kararı). Bu durumda, satış ilanı tebligatının usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmediği anlaşılmaktadır. İİK.nun 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya tebliğ edilmelidir. Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi başlı başına ihalenin feshi sebebidir. O halde mahkemece yukarıda açıklanan nedenlerle, şikayetin kabulü ile ihalenin feshi talebinin kabulüne karar vermek gerekir iken, yazılı gerekçe ile reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. Öte yandan HMK'nun 297. maddesinin (1). fıkrasının (e) bendi gereği hükümde "gerekçeli kararın yazıldığı tarihin" yer alması zorunlu olup, kanunun bu emredici hükmüne aykırı davranılması da doğru bulunmamıştır. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09/04/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.