Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 13537 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 6499 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ : Ankara 1. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 13/12/2012NUMARASI : 2012/1015-2012/1063Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Şikayetçi tarafça, ihalenin ilan edilen (2) no'lu mezat salonunda gerçekleştirileceğinin belirtilmesine rağmen başka bir salonda yapıldığı, taşınmazın İİK'nun 123. maddesinde belirtilen sürede satılmadığı, KDV'den muaf olunmasına rağmen KDV ile yükümlü olarak satıldığı, tebligatların usule uygun olmadığı ileri sürülerek ihalenin feshi istenmiş, mahkemece, diğer sebepler yerinde değil ise de, ihalenin (2) nolu salonda yapılacağının belirtilmesine rağmen (1) nolu salonda yapılmasının ihale kararına aykırı olduğu, satış öncesi (2) no'lu salona haber verilmesinin doğru olmadığı, ayrıca satıştan önce belediyeden son imar durumunun sorulmadığı gerekçesiyle ihalenin feshine karar verilmiştir.İİK.nun 134/8. maddesinde; "İhalenin feshini şikayet yolu ile talep eden ilgili, vaki yolsuzluk neticesinde kendi menfaatlerinin muhtel olduğunu ispata mecburdur" düzenlemesi yer almaktadır.Somut olayda, taşınmazın ihalesi, Ankara Mezat Salonu'nda (2) no'lu salonda yapılmasına karar verildiği halde o saatte başka bir icra dairesinin ihalesi olduğundan bahisle yanında bulunan (1) no'lu salonda yapılmış, 450.000,00 TL muhammen bedelli taşınmaz alacaklı tarafından 453.000,00 TL'ye alınmıştır. Her iki mezat salonunun birbirinden ayrı olmayıp aynı çatı altında büyük bir salonun ortadan ikiye bölünerek iki ayrı mezat salonu yapıldığı, dış kapılarının aynı olup salon kapılarının birbirine oldukça yakın olduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Ayrıca ihalenin yapılacağı ilan edilen (2) no'lu salona da haber verilmiş olup ihaleye girecek muhtemel alıcıların ihaleden haberdar olmadığı düşünülemez. Öte yandan imar durumuna ilişkin kaydın belediyeden sorulmaması re'sen dikkate alınacak bir husus olmayıp, şikayetçi tarafından da ileri sürülmemiştir. Ayrıca yerleşik Yargıtay uygulamasına göre satış bedelinin, muhammen bedelin yüzde yüzünün üzerinde olduğu da gözönüne alındığında ihalede zarar unsurunun gerçekleşmediğinin kabulü gerekir. Kaldı ki borçlu kıymet takdir raporuna da açıkça itirazda bulunmamıştır. O halde mahkemece ihalenin feshi isteminin reddi gerekirken yazılı gerekçe ile ihalenin feshine karar verilmesi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09/04/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.