MAHKEMESİ: Kocaeli 3. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 05/11/2009NUMARASI: 2009/560-2009/621Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının bozulmasını mutazammın 15.06.2010 tarih, 14296/15371 sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı M. N. tarafından borçlu M. B. hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlanmıştır. Borçlu vekilinin icra mahkemesine başvurusu dayanak senedin 25.12.2008 tarihli sözleşme nedeniyle teminat olarak verildiğine ilişkindir. Anılan sözleşmenin incelenmesinde; "eczacı borçlu M..in eczane deposuna olan borcuna ve ortaya çıkabilecek olan herhangi bir borcuna karşılık, takibe konu edilen 17.3.2009 tarihli 75.000.TL bedelli bononun da aralarında bulunduğu toplam 300.000 TL'lik üç senedin Onur S. N. adına kendisine verildiği, eczane ve borçlu adına icra olayı olursa geçerlidir, olmazsa geçersizdir" şeklinde düzenlendiği ve muteriz borçlu ile senet lehtarı tarafından imzalandığı görülmüştür. TTK.nun 690.maddesi göndermesiyle bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı kanunun 599.maddesinin; "...keşideci, lehtarla doğrudan doğruya arasında mevcut olan münasebetlere dayanan defileri, müracaatta bulunan hamile karşı ileri süremez." meğer ki, hamil, poliçeyi iktisap ederken, bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun" hükmü karşısında; takip alacaklısının, sözleşmede taraf olan lehtar O. N..'nun kardeşi olduğu kabul edildiğine göre, artık takip alacaklısı M..'in iyiniyetli olduğundan söz edilemez. Alacaklının, sözleşmede taraf olan kardeşi lehtar ile keşideci arasında yapılan sözleşmeyi bilebilecek durumda olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda TTK.nun 599.maddesi hükmü gereği keşideci borçlu, lehtara karşı ileri sürebileceği defileri (senedin sözleşme ile teminat olarak verildiği iddiasını) takip alacaklısına karşı da ileri sürülebilir. İncelenen sözleşme her iki tarafa da borç yüklemekte olup alacağın varlığı yargılamayı gerektirir. Yukarıda belirtilen hususlar gözönüne alındığında, şikayetin kabulü yönünde verilen mahkeme kararının onanması gerekirken maddi yanılgı ile bozulduğu anlaşıldığından borçlunun karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir. SONUÇ :Borçlunun karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 15.6.2010 tarih ve 2010/14296 E. - 2010/15371 K.sayılı bozma ilamının kaldırılmasına, Kocaeli 3.İcra Mahkemesinin 5.11.2009 tarih ve 2009/560-621 sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), 28/06/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.