MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiYukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 11., Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 18., Avukatlık Kanunu'nun 41. maddeleri ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 73., 81., 82. ve 83. maddeleri hükümleri uyarınca vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması zorunludur.Somut olayda, satış ilanının borçlu ... adına tebliğe çıkarıldığı ve anılan tebligatın adı geçen borçluya 07.12.2015 tarihinde tebliğ edildiği görülmektedir. İcra dosyasının incelenmesinde ise; şikayetçi borçlunun Avukatı ... vasıtasıyla ihaleye konusu taşınmazın kıymet takdirine yönelik itirazda bulunduğu, alacaklı vekilince şikayetin kabulüne ilişkin .... İcra Mahkemesi'nin 05.11.2015 tarih ve 2015/617-1027 sayılı kararıyla taşınmazın kıymet takdirinin kesinleştiğinden bahisle 13.11.2015 tarihinde satış talebinde bulunulduğu anlaşılmaktadır.Bu durumda, yukarıda değinilen yasal düzenlemeler uyarınca, satış ilanının, kıymet takdirine itiraz etmek suretiyle takip safahatine katılan borçlu vekiline tebliği zorunludur. Öte yandan, icra dosyasına ayrıca vekaletname sunulmamış olması, kıymet takdirine itiraz hakkındaki ilamın dosya arasında mevcut bulunması karşısında, borçlunun icra evresinde vekille temsil edildiği ve takibin vekille sürdürüldüğü gerçeğini ortadan kaldırmaz. Öyleyse, satış ilanının vekil yerine asile tebliği usulsüz olup, İİK.’nun 127.maddesi gereğince bu husus başlı başına ihalenin feshi sebebidir.Hal böyle olunca, mahkemece, şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken; yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.Kabule göre de; borçlu ... adına gönderilen satış ilanı tebliğ mazbatasında gerek muhatabın işe gittiği beyanının kimden soruşturularak tespit edildiğinin ve bu kişinin açık kimliğinin ne olduğunun açıklanmaması ve gerekse haber verilen kişinin açık kimliğinin tebligattaki meşruhatta yazılı olmaması nedeniyle anılan tebliğ işlemi Tebligat Kanunu'nun 21/1. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 30. maddelerine göre usulsüz olduğu halde mahkemece borçlu asile yapılan satış ilanı tebligatının usulüne uygun olduğuna karar verilmesi doğru değildir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/02/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.