Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1336 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 24896 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ: Adana 3. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 27/06/2012NUMARASI: 2012/253-2012/462Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;Şikayetçi belediye icra mahkemesine 03.04.2012 tarihli başvurusunda; icra dosyasında İİK 89 maddesi uyarınca kendilerine gönderilen birinci, ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamelerinin usulsüz olarak tebliğ edildiğini ileri sürerek tebliğ işlemlerinin iptali ile banka hesaplarına konan haczin kaldırılmasını talep etmiştir.Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK.nun 16.maddesi olup, bu yöndeki şikayet, aynı maddenin 1.fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük sürede yapılmalıdır.7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 32.maddesi gereğince tebligatın usulsüz olması halinde, muhatabı tebliğinden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Öte yandan HGK'nun 5.6.1991 tarih ve 1991/12-258 esas ve 1991/344 karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere "....usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde şikayet yolu ile tebligatın usulsüzlüğünü icra mahkemesi önüne getirmesi gereklidir." Borçlunun bildirdiği öğrenme tarihi esas olup bu tarihin aksi karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. HGK.nun 12.2.1969 tarih ve 1967/172-107 sayılı kararında da benimsendiği üzere beyan ettiği tarihin aksi tanık beyanıyla ispat edilemez.Şikayetçi kendisine İİK'nun 89. maddesi uyarınca gönderilen birinci haczi ihbarnamesine 30.12.2011 tarihinde itiraz etmiş olmakla şikayete konu edilen ödeme emri tebliğ işlemine en geç bu tarihte muttali olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda şikayetçinin 03.04.2012 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvurunun, usulsüz tebliğ işlemini öğrendiği 30.12.2011 tarihinden itibaren İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal yedi günlük süreden sonradır. Hal böyle olunca birinci haciz ihbarnamesinin tebliği işlemine yönelik şikayetin mahkemece reddi doğru olup bu yönden temyiz itirazları yerinde değilse de;7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 12. maddesine göre, hükmi şahıslara tebligat salahiyetli mümessillerine, bunlar birden fazla ise yalnız birine yapılır. Aynı kanunun 13. maddesine göre de, tebliğ yapılacak bu kişiler, herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde işyerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde, tebliğ orada hazır bulunan memur ve müstahdemlerinden birine yapılır. Tebligat Tüzüğü'nün 18. maddesinde de, tüzel kişi adına, tebligatı kabul edecek kişi herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde bulunmadığı veya o sırada evrakı bizzat alamayacak durumda olduğu takdirde tebliğin, orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılacağı, kendisine tebliğ yapılacak memur veya müstahdemin tüzel kişinin o yerdeki teşkilatı veya personeli içinde vazife itibariyle tüzel kişinin yetkilisinden sonra gelen kimse veya evrak müdürü gibi esasen bu kabil işlerle vazifelendirilmiş biri olması lazım geldiği, bunların da bulunmadığı tebliğ mazbatasında tespit edilmek şartıyla, o yerdeki diğer memur veya müstahdemlerinden birine yapılacağı hüküm altına alınmıştır.1580 Sayılı Belediye Kanunu’nun 100.maddesine göre ise; belediyeyi, Belediye Başkanı temsil eder. Bu halde Belediyelere yapılacak tebligatların kanun ve tüzük gereği, belediye Başkanına, ya da sebebini belirtmek koşuluyla Belediye başkan Yardımcılarından birine, şayet bunlara da tebligat yapılamıyorsa, sebebini mazbataya yazmak koşuluyla gelen evrak yetkili memuruna yapılması durumunda tebliğ işlemi usulüne uygun yapılmış olur.Somut olayda ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamelerinin tebliğ işlemleri aynı zamanda belediye başkanı yardımcısı olarak görev yaptığı tespit edilen yazı işleri müdürü imzasına tebliğ edilmiş ise de Tebligat Tüzüğünün 18. maddesinde belirtildiği şekilde, evrakı almaya yetkili bir kişinin olup olmadığı araştırılmaksızın ve yetkili kişi yok ise, bu husus tebliğ evrakına şerh edilmeksizin tebliğ işlemi gerçekleştiğinden yapılan tebligatlar usulsüzdür.O halde mahkemece, ikinci ve üçüncü haciz ihbarnameleri yönünden şikayetin kabulü ile ikinci haciz ihbarnamesi tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 30.03.2012 tarihi olarak düzeltilmesi ve ikinci haciz ihbarnamesi kesinleşmeden gönderilen üçüncü haciz ihbarnamesinin iptaline karar verilmesi gerekirken istemin tümden reddi yönünde yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Şikayetçinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.