Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13340 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 1621 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiYukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Şikayetçi vekilinin, icra kefaletinin TBK'nun 583. maddesindeki şekil şartlarına uygun olmadığını, icra kefilinin el yazısı ile düzenlenmediği gibi borç miktarının belirtilmediği ve eşin rızasının alınmadığını ileri sürerek icra emrinin iptaline ve hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi istemi ile icra mahkemesine başvurduğu; mahkemece, .... İcra Mahkemesi'nin 2014/1051 Esas, 2014/910 Karar sayılı 15.10.2014 tarihli kararının, kefaletin geçerliliği hakkında da kesin hüküm haline geldiği kabul edilerek kefaletin geçersizliği hakkında bir inceleme yapılmadan istemin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.İcra mahkemesi kararlarının, genel mahkemede sonuçlandırılacak ihtilaflar yönünden kesin hüküm teşkil etmeleri mümkün değil ise de, bu kararlardan önce verilen kararın kesinleşmesi koşulu ile sonradan oluşturulacak aynı konudaki kararlar hakkında ve birbirlerine karşı kesin hükmün neticelerini doğuracakları tartışmasızdır. Tarafları, konusu ve dava nedenleri aynı olan iki ayrı dava aynı mahkemede açılmış ise ve derdestlik itirazı da yoksa hakim, HMK.nun 166. maddesine göre davaların birleştirilmesine karar vererek her iki dava için aynı kararı verebilir. Ancak birinci dava bekletici sorun yapılmamış, ikinci davada da birleştirme kararı verilmemiş ise her iki davaya ayrı ayrı devam edilir ve ilk davanın kesinleşmesi üzerine ikinci dava (HMK. 303) kesin hüküm nedeni ile reddedilir. Öte yandan HMK.nun 303/1. maddesi uyarınca, bir davaya ait şekli anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir. Aynı maddenin 2. bendine göre ise bir hüküm, davada veya karşılık davada ileri sürülen taleplerden sadece hükme bağlanmış olanlar hakkında kesin hüküm teşkil eder. .... İcra Mahkemesi'nin 2014/1051 Esas, 2014/910 Karar sayılı 15.10.2014 tarihli kararının incelenmesinde; şikayetçinin icra mahkemesine 18.09.2014 tarihinde yaptığı başvurusunda, icra kefalet tutanağında borcun 151.000,00 TL yazılı olduğu halde, icra emrinde 226.897,70 Tl yazıldığını beyanla kefalet aktine aykırı doldurulan icra emrinin iptaline karar verilmesi istediği, mahkemece, istemin reddine karar verildiği, söz konusu ret kararında, icra kefaletinin geçerli olup olmadığına yönelik bir tartışma ve gerekçeye yer verilmediği gibi kesinleşme şerhini de taşımadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, önceki şikayetin konusu aynı olmadığından ve icra kefaletinin geçerli olup olmadığı hakkında mahkemece re'sen bir inceleme ve tartışma da yapılmayıp bu konuda hüküm tesis edilmediğinden daha sonra yapılan eldeki şikayet yönünden kesin hükmün varlığından söz edilemez.O halde, mahkemece icra kefaletinin geçerli olmadığına yönelik şikayetin İİK'nun 16/2. maddesi kapsamında süresiz şikayete konu edilebileceği nazara alınarak, .... İcra Mahkemesi'nin kararında tartışılmayıp hükme bağlanmadığı anlaşılan icra kefaletinin geçersizliği iddiasına dayanan icra emrinin iptali ve hacizlerin kaldırılmasına yönelik şikayetinin esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar vermek gerekirken kesin hükümden söz edilerek işin esası incelenmeksizin şikayetin reddine karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Şikayetçinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.