Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13287 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 439 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ: Bakırköy 2. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 20/11/2009NUMARASI: 2009/1347-2009/1705Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Şikayetçi vekili, alacaklı üçüncü kişi tarafından, müvekkilinin üyesi olduğu ...... Tamircileri ve Benzerleri Küçük Sanayi Sitesi Siteleri Yapı Kooperatifindeki hissesi üzerine 05 Mart 2009 tarihinde uygulattırdığı haczin, Bakırköy 2. İcra Hukuk Mahkemesinin 11.05.2009 gün ve 2009/618-675 sayılı, kararı ile kaldırıldığı halde, icra memurluğunca 15.06.2009 tarihli talebe bağlı olarak 19.06.2009 tarihinde müvekkilinin kooperatifteki hissesi üzerine yeniden birinci haciz ihbarnamesi ile haciz uygulanması işleminin isabetsiz olduğunu ileri sürerek müvekkilinin kooperatif hissesine konulan haczin kaldırılmasını istemiştir.1163 Sayılı Kooperatifler Kanununun 19/son maddesi hükmüne göre, kooperatif ortağının alacaklıları, ancak ortağın faiz ve gelir gider farklarından hissesine düşen miktarı ve kooperatifin dağılması halinde ortağa ödenecek payı haczettirebilirler. Ferdi münasebete geçilmedikçe ve kooperatif herhangi bir şekilde dağılmadıkça, ortağın kooperatif payının haczi mümkün değildir.Somut olayda icra mahkemesince, 10.11.2009 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda, şikayetçi borçlu adına 15 blokta 450 numaralı atölyenin tahsis edildiği, ferdi tapusunu alması için kendisine gerekli tebligatın yapıldığı, buna rağmen adına tahsis edilen yer tapusunu almaktan kaçındığı, bu durumda haczinin mümkün olduğu gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir.Bakırköy 9. İcra Müdürlüğünce alacaklıya, 15 b.No: 450’deki borçlu C .Y adına tahsis edilmiş dükkanın ferdi tapusunu alması için M.K.nun 713. maddesine göre yetki verilmiş olup, bu konuda alacaklının, borçlu adına tahsis edilen dükkanla ilgili ferdileştirme işlemlerini yerine getirmesi gerektiği, bu zorunluluğun borçlu ortağa yüklenemeyeceği, dolayısiyle ferdi münasebete geçilmedikçe borçlu ortağa tahsis edilen payın haczi mümkün olamayacağından, mahkemece şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde reddi isabetsiz olduğundan kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ : Şikayetçi borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 31.05.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.