Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13253 - Karar Yıl 2006 / Esas No : 11438 - Esas Yıl 2006





MAHKEMESİ: İstanbul 7. İcra MahkemesiTARİHİ: 09/03/2006NUMARASI: 2006/41/226Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :İİK.nun 45.maddesi, asıl borçlularla ilgili düzenlenmiş olup, alacağı rehinle temin edilen bir kimsenin "rehni veren" hakkında doğrudan doğruya genel haciz yolu ile takibe geçilmesini önlemekte ve rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tabi şahıslardan olsa bile, alacaklının yalnız rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabileceğine ilişkin bulunmaktadır. Borçlar Kanununun 487.maddesinde ise; (kefil, borçlu ile beraber müteselsil kefil ve müşterek - müteselsil borçlu sıfatı ile veya bu bilgi diğer bir sıfatla borcun ifasını deruhte etmiş ise; alacaklı, asıl borçluya müracaat ve rehinleri nakte tahvil etmeden evvel, kefil aleyhine takibat icra edebilir) denilmektedir. Borçlar Kanununun açıklanan hükmüne ve sözleşmeye dayalı olarak alacaklının müşterek borçlu-müteselsil kefil konumundaki borçlular A.Z., E.Z. hakkında tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla genel haciz yolu ile takip yapmasında yasaya uymayan bir yön bulunmamaktadır.Diğer yönden asıl borçlu şirket yönünden de alacaklının tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla takip talebinde bulunduğuna ve ipotekli takipte alacağın tamamen karşılayacağı hususu belli olmadığına göre bakiye alacak için genel haciz yolu ile takip yapmasında bir usulsüzlük yoktur.(HGK.nun 18.04.2001 tarih ve 2001/12-354 esas 2001/367 karar)O halde, Mahkemece şikayetin reddi yerine yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ :Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 19.06.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.