Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13179 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 1601 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ: İstanbul 8. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 02/12/2009NUMARASI: 2009/1818-2009/2035Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı vekili şikayetinde, borçlu aleyhine yürütülen takibin kesinleşmesi üzerine, borçlunun alacaklı olduğu Tab. Tic. Gıda A.Ş. ye 89/1 haciz ihbarnamesi gönderildiğini, 3. kişi tarafından dosyaya para gönderildiği ve 89/1 haciz ihbarnamesi iptal edilmediği halde, icra müdürlüğünce bu paranın kendilerine verilmediğini belirterek icra müdürlüğü işleminin iptalini istemiştir.Mahkemece, borçlu kurum alacakları için 89/1 haciz ihbarnamesi gönderilemeyeceği, bu konuda şikâyet olmasa da bu hususun re’sen dikkate alınması gerektiğinden bahisle şikâyetin reddine karar verilmiştir.İ.İ.K. 82 vd. maddeleri ile bir kısım özel yasalarda düzenlenen haczedilmezlik kuralı ancak şikayet üzerine mahkemece dikkate alınabilir. Zira haczi yasaklanan bir malın haczine borçlu açık veya zımni muvafakatte bulunabilir.Bu durumda haczi caiz olmayan eşya, borçlunun muvafakati ile haczi kabil hale gelir.Somut olayda, alacaklının talebi üzerine icra müdürlüğünce, borçlu S.G.K. Başkanlığının 3.şahıs Tab. Tic. Gıda A.Ş’den olan alacağının tahsili için, 89/1 haciz ihbarnamesi gönderilmiş ve 3.cü kişi tarafından bu haciz ihbarnamesi üzerine icra dosyasına 100.000 TL para yatırılmıştır. Somut olaya özgü olarak bu durumda 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnamesi gönderilmesine gerek kalmadığından, borçlunun ve 3.cü kişinin bu haciz ihbarnamesine karşı şikâyeti olmadığı ve haciz ihbarnamesi de iptal edilmediği sürece, icra müdürlüğünce bu paranın alacaklıya ödenmesi zorunlu olup, aksi durum icra ve iflas hukukunun temel ilkeleri ve özellikle haczedilmezlikle ilgili yasal düzenlemeler ile bağdaşmaz. O halde mahkemece şikayetin kabulü gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olduğundan kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ :Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 31/05/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.