Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13137 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 4798 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ: Konya 3. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 31/03/2011NUMARASI: 2010/1169-2011/390Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın 22.12.2011 tarih, 11556/30104 sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :11.06.2007 vade tarihli 110.205,00 TL bedelli bonoya dayalı olarak yapılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte keşidecinin imzaya itirazı sonucu, Adli Tıp Kurumu’ndan alınan 18.12.2009 tarihli rapora göre imzanın borçluya ait olduğundan bahisle mahkemece 18.03.2010 tarihinde istemin reddine karar verilmiş, borçlunun temyizi üzerine karar, Dairemizin 25.10.2010 tarih ve 2010/12124-24628 sayılı ilamıyla bozulmuştur.Dairemizin bozma ilamında; "Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinin imza incelemesinde son mercii olarak kabulü mümkün bulunmayıp, raporun anılan kurumdan alınmış ve heyetçe düzenlenmiş olması da, yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre ona üstünlük sağlamayacağından bu rapora üstünlük tanınarak sonuca gidilemez. HGK.nun 07.10.2009 tarih ve 2009/12-382-415 sayılı kararında da belirtildiği üzere, herhangi bir belgedeki imza veya yazının atfedildiği kişiye ait olup olmadığı hususunda yapılacak bilirkişi incelemesinin, konunun uzmanınca ve yeterli teknik donanıma sahip bir laboratuvar ortamında optik aletler ve o incelemenin gerektirdiği diğer cihazlar kullanılarak, grafolojik ve grafometrik yöntemlerle yapılması, bu alet ve yöntemlerle gerek incelemeye konu ve gerekse karşılaştırmaya esas belgelerdeki imza veya yazının tersim, seyir, baskı derecesi, eğim, doğrultu gibi yönlerden taşıdığı özelliklerin tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenip karşılaştırılması, sonuçta imza veya yazının atfedilen kişiye ait olup olmadığının dayanakları gösterilmiş, tarafların, mahkemenin ve Yargıtay'ın denetimine elverişli bir raporla ortaya konulması, gerektiğinde karşılaştırılan imza veya yazının hangi nedenle farklı veya aynı kişinin eli ürünü olduklarının fotoğraf ya da diğer uygun görüntü teknikleri ile de desteklenmesi şarttır. Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen raporun bu haliyle HGK.'nca belirlenen kıstaslara da uygun olmadığı, mahkemece yeniden ve ehil bilirkişi kurulundan mütalaa alınması" gereğine değinilmiştir.Mahkemece bozmaya uyulup, Adana Polis Kriminal Laboratuvarından alınan rapora göre imzanın borçlunun eli ürünü olmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle anılan rapor doğrultusunda istemin kabulüne karar verilmiş ise de hükme esas alınan 22.03.2011 tarihli raporda, laboratuvar ortamında incelemenin yapılıp yapılmadığı, hangi aletlerin kullanıldığı belirtilmediğinden, anılan raporun da bozma ilamında açıklanan ilkelere uygun olmadığı, dolayısıyla hükme esas alınamayacağı anlaşılmaktadır. Diğer taraftan önceki rapor ile son alınan rapor arasında bariz bir çelişki olduğu da görülmektedir. Bu durumda mahkeme kararının belirtilen nedenlerle bozulması gerekirken onandığı anlaşılmakla alacaklının karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir.SONUÇ: Alacaklının karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 22.12.2011 tarih ve 2011/11556-30104 sayılı onama kararının kaldırılmasına, mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.'nun 366. ve HUMK.'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 18/04/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.