MAHKEMESİ: İstanbul 11. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 29/06/2011NUMARASI: 2011/691-2011/983Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:Alacaklı, İstanbul 15.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1993/112 E. - 1993/161 K. sayılı ve 22.04.1993 tarihinde kesinleşen boşanma ilamına dayalı olarak, 12.05.2011 tarihinde iştirak nafakasının tahsili için icra takibi başlamış, borçlu süresinde yaptığı itiraz ve şikayetinde, zamanaşımı def'i ile iştirak nafakasının çocuğun reşit olduğu tarihte kendiliğinden son bulduğunu, bu tarihten itibaren nafakanın istenemeyeceğini belirterek takibin geri bıakılmasına karar verilmesini istemiş, mahkemece, şahıs ve aile hukukuna dayalı ilamların zamanaşımına tabi olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Borçlar Kanunu'nun 125. maddesinde; "Bu kanunda başka surette hüküm bulunmadığı taktirde her dava on senelik zamanaşımına tabidir" hükmü yer alır. Aynı yasanın 132/3. maddesi uyarınca da evlilik bağının devamı süresince eşler arasında zamanaşımı işlemez. Nitekim, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi de 1996/3469-4878 K. sayılı içtihadında; "Şu halde boşanan eşler bakımından zamanaşımının başladığı tarihin belirlenmesi bakımından, boşanmanın kesinleştiği tarih önem kazanmaktadır" demektedir. TMK'nun 32.maddesine göre de, babanın çocuğuna bakma mükellefiyeti onun reşit olmasıyla sona erer. Küçük reşit olduktan sonra da eğitimine devam ediyorsa, kendisi yeni bir dava açarak yardım nafakası talebinde bulunabilir. Aksi takdirde, hükmedilen iştirak nafakası kendiliğinden sonlanır.O halde, eşler arasında evlilik birliği devam ederken işlemeyen zamanaşımı, evlilik birliği sonlandığı andan itibaren işlemeye başlar. İlama dayalı işlerde zamanaşımı süresi on yıldır ve olayımızda da bu süre geçmiştir. Bu durumda, takibin yapıldığı tarih olan 12.05.2011'den itibaren 10 yıl geriye gidip bu tarihten çocuğun reşit olduğu tarihe kadar geçen süre için mahkemece takip alacaklısının iştirak nafakasına hak kazanacağı gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.SONUÇ :Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.'nun 366. ve HUMK.'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 18/04/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.