MAHKEMESİ: İstanbul 10. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 27/10/2010NUMARASI: 2009/1385-2010/1602Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu Y. ve Y. Y. tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı tarafından 19.11.1998 tarihinde bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine başlandığı, örnek 10 numaralı ödeme emrinin borçlu Y.. Y.’a 20.11.1999, Y. Y.’a ise 30.03.2006 tarihinde tebliğ edildiği, her iki borçlu yönünden de takibin kesinleşmesinden sonra borçlular vekilinin, 16.06.2000 tarihinde yapılan protokol ile alacaklının takipten feragat etmesine rağmen, takibe devam ettiğinden bahisle takibin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, sözleşmenin icra dosyasına ibraz edilmediği ve anlaşma koşullarının gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğinin yargılamayı gerektirdiği gerekçesi ile şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.1- Borçlu Y. Y.’un temyiz itirazlarının incelenmesinde:İ.İ.K.’nun 168/5.maddesi hükmü gereğince, borçlunun, borcu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, yetki itirazını sebepleri ile birlikte beş gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekir.Somut olayda, alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı, ödeme emrinin borçlu Y. Y.’a 30.03.2006 tarihinde tebliğ edildiği, takibin kesinleşmesinden önce imzalanan protokole istinaden İ.İ.K.’nun 168/5.maddesinde öngörülen yasal beş günlük süreden sonra anılan borçlu yönünden takibin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurulduğu görülmektedir. O halde, mahkemece, itirazının süre aşımından reddi gerekirken işin esası incelenerek, somut olaya uygun düşmeyen gerekçe ile reddi isabetsiz olup, kararın bu nedenle bozulması gerekir ise de, sonuçta istem reddedildiğinden, sonucu itibariyle doğru kararın onanmasına karar verilmiştir.2-Borçlu Y. Y.’un temyiz itirazlarının incelenmesinde:İİK. nun 71/1.maddesinde; "Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve ferilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman isteyebilir" hükmü yer almaktadır.Somut olayda, borçlu Y. Y., hakkındaki takibin kesinleşmesinden sonra, vekaletnamesinde feragat yetkisi bulunan alacaklı vekili ile 16.02.2000 tarihli protokolü imzalamıştır. Protokolde, alacaklı vekili, “İstanbul 7.İcra Müdürlüğünün 1998/9617 E.ve 1998/13723 E.sayılı dosyalarında senet altında imzası bulunmadığından Y. Y. hakkında bu iki takibi devam ettirmiyorum. Kendisinden bu iki dosyadan hiçbir alacak talep etmiyorum, yine Y. Y. hakkındaki takibi de devam ettirmeyeceğiz.”şeklinde beyanda bulunmuş, Y. Y.. da açmış olduğu davalardan feragat edeceğini ve İstanbul 7.İcra Müdürlüğünün 1998/9616 E. ve 1998/1222 E.sayılı dosyalardaki borcu kabul ettiğini belirtmiştir. Bu beyanlara göre, alacaklının takip alacağından şarta bağlı olmaksızın vazgeçtiğinin kabulü ( takibi devam ettirmeme iradesinin, borçlu Y. Y.’un iki takip dosyasında borcu kabul etmesi ve davalardan feragat etmesi şartına bağlanmadığı anlaşıldığından) gerekir.O halde, mahkemece, 03.06.2008 tarihinde icra dosyasına da ibraz edilen protokol gereğince borçlu Y. Y. yönünden takibin iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin reddi isabetsizdir.SONUÇ : 1-Borçlu Y. Y.’un temyiz itirazlarının reddi ile yukarıda (1).maddede yazılı nedenlerle adı geçen borçlu yönünden sonucu itibari ile doğru olan mahkeme kararının İİK. 366. ve HUMK. 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), 2- Borçlu Y. Y.’un temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (2).maddede yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 23/06/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.