MAHKEMESİ: Ankara 14. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 06/12/2012NUMARASI: 2012/752-2012/1274Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :6100 Sayılı HMK'nun 114. madesinin "g" bendinde gider anavsının yatırılmış olmasının dava şartları arasında sayılmış, aynı Kanun'un 115. maddesinin 1. fıkrasında bu koşulun mevcut olup olmadığını kendiliğinden araştıracağı, ikinci fıkrasında bu şartın noksanlığı tespit edilirse davanın usulden reddine karar verileceği öngörülmüştür. HMK'nun "Harç ve Avans Ödemesi" başlıklı 120. maddesinin birinci fıkrası harç ve avansların Bakanlıkça saptanacağı, dava açılırken mahkeme veznesine yatırılacağı, avansın yeterli olmadığının anlaşılması durumunda davacıya iki haftalık kesin süre verileceği düzenlenmiştir.Delil ikamesi için avans başlıklı HMK'nun 324. maddesinin birinci fıkrasında; "taraflardan herbiri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin sürede yatırmak zorundadır. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler" hükmü düzenlendikten sonra ikinci fıkrasında; tarfların bu yükümlülüğü yerine getirmemesinin hukuki sonucu olarak delil ikamesinden vazgeçmiş sayılacağı öngörülmüştür.Görüldüğü üzere HMK'nun 324. maddesinde düzenlenen delil ikamesi avansı, HMK'nun 114. maddesinin "g" bendinde belirtilen gider avansından hüküm ve sonuçları itibariyle farklı olup, dava şartı niteliğinde değildir. Somut olayda şikayetçi borçlu vekilinin bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı, örnek 10 numaralı ödeme emri tebliği üzerine borçlunun İİK.nun 168/3.maddesinde öngörülen yasal sürede icra mahkemesine yaptığı başvuruda bononun tanzim tarihinde tahrifat yapıldığını, bu nedenle senedin kambiyo vasfında olmadığını ileri sürerek takibin iptalini istediği anlaşılmıştır. Mahkemece bu hususta bilirkişiden rapor alınması için 10.07.2012 tarihli tensip zaptının 9-a nolu ara kararı ile 150,00 TL bilirkişi ücretini iki haftalık kesin sürede yatırması için davacı vekiline süre verilmesine, kesin sürenin neticelerinin ihtarına karar verilip, tensip zaptının davacı vekiline 19.07.2012 de tebliğ edildiği anlaşılmıştır.Söz konusu ara kararında istenen avansın bilirkişi ücreti olduğu belirtildiğinden, istenen avansın delil ikamesi avansı niteliğinde olup, HMK'nun 324. maddesi bu avansın sürede yatırılmamasının hukuki sonucu, delile dayanan tarafın delilden vazgeçmiş sayılmasıdır. Bu durumda mahkemenin mevcut delil durumuna göre bir karar vermesi gerekirken gider avansının kesin sürede yatırılmadığından bahisle HMK'nun 114/1-g ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04/04/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.