Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 13053 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 996 - Esas Yıl 2010
MAHKEMESİ: Bakırköy 2. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 02/12/2009NUMARASI: 2009/736-2009/1731Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;5393 sayılı Kanunun 15/son maddesi "Belediyenin proje karşılığı borçlanma yoluyla elde ettiği gelirleri; şartlı bağışlar ve kamu hizmetinde fiilen kullanılan mallar ile belediye tarafından tahsil edilen vergi, resim, harç gelirleri haczedilemez" hükmünü içermektedir. Bu maddeye göre haczedilmezlik şikayetinin kabul edilebilmesi için mahcuzların kamu hizmetinde (fiilen) kullanılması gerekli olup, kamuya tahsis kararı alınmasının sonuca etkisi bulunmamaktadır.Somut olayda Vakıflar Bankası'nın Esenyurt Şubesindeki hesaba yatan paralar, İller Bankası'ndan gönderilen belediye payı, emlak vergisi, çevre temizlik vergisi, vergi, resim harcı gibi haczedilemez nitelikte paralar olduğu gibi; kredi kartı ile yatan, Akfil Holding muhtelif taşınmazlar, İ. Ç. Ankara Bölge Takas, N.Y., İ. Ç. E. Tersane, Ö. emanet hesabı gibi niteliği belli olmayan paraların da bu hesaba yatırıldığı görülmektedir. Mahkemece hesap üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmak üzere dosya bilirkişi E.G.'ye teslim edilmişse de; bilirkişi tarafından paraların açıkça fiilen kullanım durumları bildirilmediği için haciz edilip edilmeyeceği yönünde kanaat belirtilmemiştir. Bu durumda niteliği belirtilmeyen paralara ilişkin olarak, borçlu belediyeden, bu paraların nitelikleri konusunda belge istenmiş ise de, verilen cevapta söz konusu paraların kamu hizmetine tahsisli olduğu bildirilmiş olup, söz konusu tahsis kararının 5393 sayılı Kanunun 15/son maddesi kapsamına göre uygulama yeri bulunmamaktadır. Bu durumda anılan paraların fiilen kamu hizmetinde kullanıldığı ispat edilemediğinden, bu paralara ilişkin olarak şikayetin reddi yerine kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 27/05/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.