Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 13033 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 963 - Esas Yıl 2010
MAHKEMESİ: Gaziantep 1. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 15/12/2009NUMARASI: 2009/918-2009/1003Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Takibin kesinleşmesinden sonra alacaklının İİK.nun 78 ve müteakip maddeleri gereğince borçlunun hak, alacak ve malları üzerine doğrudan haciz konulmasını isteme hakkı vardır. Alacaklının, İİK.nun 78.maddesi gereği borçlunun şikayetçi 3.kişi konumunda olan kurumdaki hak ve alacaklarına doğrudan doğruya haciz müzekkeresi gönderilmesi halinde 3.kişinin borçluya ait hak ve alacak var ise haciz gereği işlem yapması, yok ise haczedilecek mal ve hak bulunmadığını icra dairesine bildirmesi gerekir. 3.kişinin doğrudan doğruya İİK.nun 78.maddesine göre istenen haciz nedeniyle anılan işlemlerin dışında herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır. Başka bir anlatımla, 3.kişi nezdinde kesinleşen haciz konusu bir alacak yoktur. Ancak haciz konusu paranın varlığı halinde 3.kişi para üzerine haciz koymakla yetinmelidir. Haczin tekemmülü için 3.kişiye İİK.nun 89.maddesi gereğince haciz ihbarnamesinin de ayrıca tebliğ edilmiş olması şart değildir. Borçlunun 3.kişide parası varsa, 3.kişiye gönderilen haciz müzekkere yazısı birinci haciz ihbarnamesindeki şartları ihtiva etmese bile geçerli ve yeterli olup, borçlunun 3.kişideki parası haczedilmiş sayılır. Haciz tebliğ yazısını alan 3.kişi, artık borçluya ödeme yapamaz. Sadece icra dairesine ödemede bulunabilir. Borçlunun 3.kişiden alacağı yok ya da borca yeterli değil ise, işte o zaman haciz yazısı ile 89/1 haciz ihbarnamesi arasındaki özellik ortaya çıkar. Bir başka deyişle, 3.kişide paranın bulunmaması halinde İİK.nun 89.maddesindeki koşulları taşımayan haciz yazısı ile anılan maddedeki sonuçlar doğmaz ve borç 3.kişinin zimmetinde sayılamaz. Somut olayda 3.kişi kuruma 28 Mayıs 2009 tarihinde yazılan haciz müzekkeresi ile borçlunun (Emin Dağcı) almakta olduğu maaş veya ücretin 1/4'ü ile diğer hak ve alacaklarının tamamı üzerine borç miktarınca haciz konulmasına karar verilmiş, 3.kişinin 13.07.2009 tarihli cevabı ile Emin Dağcı birden fazla icra müdürlüğüne borcunun olduğu, kesintinin sıraya alındığı, sıra numarasına göre kesintiye başlanacağı bildirilmiştir. Artık bu aşamadan sonra verilen cevap kapsamına göre hareket edilmesi ve ödeme sırası gelen paranın icra dosyasına yatırılması zorunlu bulunmamaktadır.(HGK.nun 01.12.1999 tarih ve 1999/12-1003 E. - 1017 K.) Yani borçlunun 3.kişideki maaşına haciz konmuştur. Buna rağmen icra müdürlüğünce 3.kişi kuruma aynı içeriği taşıyan 89 haciz ihbarnamelerinin gönderilmesi usulsüzdür.Öte yandan haciz ihbarnameleri "TC Devlet Demir Yolları 6.Bölge Personel İşleri/Adana" şubesine gönderilmiştir. 4353 Sayılı Yasa hükümleri uyarınca Bakanlıklar bulundukları yerlerde hazine vekilleri temsil eder. Bu durumda çıkarılacak haciz ihbarnamelerinin tüzel kişiliği bulunan ilgili Bakanlık muhatap gösterilerek gönderilmesi yerine TCDD'nin Adana şubesine gönderilmesi de doğru değildir. O halde mahkemece şikayetin kabulü yerine yazılı gerekçelerle reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ :Şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 27/05/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.