MAHKEMESİ: İstanbul 11. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 12/11/2012NUMARASI: 2012/1352-2012/1432Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Borçlunun icra mahkemesine başvurusu, intifa hakkının haczine ilişkin bir talep ve karar olmadan konulan haczin kaldırılması ve intifa hakkının haczedilemeyeceğine ilişkindir. Alacaklı tarafından, borçlu aleyhine örnek 4-5 ilamlı takip yapıldığı, alacaklı vekilinin talebi üzerine, borçlunun Beşiktaş Ortaköy Mah. ... Ada ...parsel...nolu bağımsız bölümüne haciz konulması hususunda icra müdürlüğünce tapuya haciz müzekkeresi yazıldığı, Tapu Müdürlüğünce, söz konusu taşınmazın kuru mülkiyetinin 3. şahıs adına kayıtlı olup, taşınmazın ½ intifa hakkı borçlu lehine olduğundan herhangi bir hak kaybına sebebiyet vermemek için ½ intifa hakkı üzerine haciz tatbik edildiği, bilahare 3. şahsın ve borçlunun icra müdürlüğüne haczin kaldırılmasına ilişkin olarak yaptığı talepler hakkında, icra müdürlüğünce intifa hakkının haczine ilişkin gerek talep gerekse karar yok ise de icra müdürlüğünün re'sen haciz kaldırma yetkisi bulunmadığnıdan istemin reddine karar verildiği görülmektedir. Somut olayda, alacaklının, borçlunun taşınmazdaki intifa hakkı üzerine haciz konulmasına ilişkin bir talebi olmadığı gibi, icra müdürlüğünce de bu yönde verilmiş bir karar bulunmamaktadır. Buna rağmen Tapu Müdürlüğün'ce haciz müzekkeresi yanlış yorumlanarak borçlunun taşınmazdaki intifa hakkı üzerine haciz şerhi işlenmesi usul ve yasaya aykırıdır. O halde şikayetin kabulü ile intifa hakkı üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile şikayetin reddi isabetsizdir.Kabule göre de; borçlu tarafından intifa hakkının haczedilemeyeceği belirtilerek intifa hakkı üzerine konulan haczin bu nedenle de kaldırılması talep edildiği halde borçlunun bu husustaki şikayetinin esası incelenmeden karar verilmesi de doğru değildir.Öte yandan HMK’nun 297. maddesinin (1). fıkrası gereği hükümde “Türk Milleti Adına” ibaresi ile "Tarafların ve davaya katılanların, Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası ile adreslerinin” yer alması zorunlu olup, kanunun bu emredici hükmüne aykırı davranılması da doğru bulunmamıştır.SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.