Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12980 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 4967 - Esas Yıl 2009





MAHKEMESİ : Osmaniye İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 23/12/2008NUMARASI : 2008/119-2008/388Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :1) Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde:Karar temyiz edene 08.01.2009 tarihinde tebliğ edildiği halde temyiz dilekçesi belirli süre geçirildikten sonra, 20.01.2009 tarihinde verilip kaydettirilmiştir. Süre aşımı bakımından temyiz dilekçesinin (REDDİNE),2) Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde:İİK’nun 170/3 maddesi gereğince inkar edilen imzanın borçluya ait olmadığı, mahkemece aynı Kanunun 68/a maddesine göre yapılan inceleme sonucunda anlaşılmış ise, itirazın kabulü ile birlikte takibin durdurulmasına karar verilir. Mahkemece anılan madde hükmüne aykırı olarak takibin durdurulması yerine iptaline karar verilmesi doğru değil ise de temyiz edenin sıfatı nazara alınarak bu husus bozma nedeni yapılamamıştır.İİK. nun 170/4. maddesi gereğince itirazın kabulüne karar verilmesi halinde senedi takibe koymada kötü niyeti veya ağır kusuru bulunduğu takdirde alacaklının takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminatla sorumlu tutulacağı hüküm altına alınmıştır.Somut olayda, takip alacaklısı, bonolarda lehtar sıfatını taşımakta olup, lehtar, bonodaki imzanın keşideci borçluya ait olup olmadığını bilebilecek durumdadır. Bonodaki imzaların borçluların eli ürünü olduğunu kontrol etmeden ya da imzaların huzurunda atılmasını sağlamadan bonoyu alan alacaklı imzaya itirazı kabul edilene karşı başlattığı takipte ağır kusurlu kabul edilmelidir. O halde, mahkemece alacaklının takip konusu asıl alacağın %20’si nispetinde icra inkar tazminatına mahkum edilmesi gerekirken bu konuda olumlu olumsuz bir karar verilmemesi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (2) no'lu bentte yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 16.06.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.