MAHKEMESİ: Urla İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 04/03/2011NUMARASI: 2010/141-2011/15Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Mahkemece hükümüne uyulan Dairemizin 10.12.2009 tarih ve 2009/16228 esas-2009/24684 karar sayılı bozma ilamında “mahkemece belediyeden taşınmazlara ait imar planları da getirtilerek hukukçu ve teknik bilirkişilerden oluşturulacak bilirkişi kurulu ile taşınmazların başında ayrı ayrı keşif yapılarak, her bir taşınmazın kamu hizmetinde fiilen kullanılıp kullanılmadığının, bilirkişi kurulundan alınacak raporla tesbit edilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bozma ilamına uyan mahkemece yapılan keşif sonucunda verilen 10.12.2010 tarihli bilirkişi kurulu raporunda, dosya kapsamından ve mahallinde yapılan keşiften dava konusu taşınmazların kamu yararına kullanıldıkları ifade edilmiş olup, mahkemece bu rapor hükme esas alınarak hacze konu taşınmazların fiilen kamu hizmetinde kullanıldığı gerekçesiyle haczin kaldırılmasına karar verilmiştir.5393 Sayılı Belediye Kanunu'nun 15/son maddesinde; "Belediyenin kamu hizmetinde fiilen kullanılan malları ile, belediye tarafından tahsil edilen vergi, resim, harç gelirleri haczedilemez" düzenlemesine yer verilmiştir. Bu maddeye göre belediyenin haczedilmezlik şikayetinin kabul edilebilmesi için mahcuzların kamu hizmetinde fiilen kullanılması zorunludur. Asıl olan alacaklının alacağına kavuşmasını sağlamak olduğundan, kural olarak borçluların tüm mallarının haczi mümkündür. Bir malın haczedilememesi için yasal bir düzenlemenin bulunması zorunludur. Haczedilmezlik istisnai bir durum olduğundan, bu yöndeki düzenlemelerin de dar yorumlanması gerekir. Buna göre 5393 Sayılı Belediye Kanunu'nun 15/son maddesinin de dar yorumlanması gerekip, madde de açıkça haczedilmezlik için "fiilen kamu hizmetinde kullanılma" koşulunun kabul edilmesi karşısında, belediyeye ait bir malın haczedilmezliği ancak fiili durumunun tespiti ile belirlenmelidir. İmar planı vb. bir idari işlem ya da kararla taşınmazın kamu hizmetinin yürütülmesini sağlayacak bir amaç için tahsis edilmesi onun fiilen kamu hizmetinde kullanıldığı sonucunu doğurmayacağından, haczin kaldırılması için yeterli olmaz. Bunun için hakim bizzat taşınmazın başında bilirkişi eşliğinde keşif yaparak haczedilen taşınmazın fiili kullanım durumunu belirlemeli ve bu şekilde sonuca gitmelidir.Haczedilmezlik şikayetine konu olan taşınmazlardan . Ada . parselin tapuda borçlu belediye adına tarla vasfıyla, diğer taşınmazların ise arsa vasfıyla kayıtlı olduğu, Urla Belediye Başkanlığı İmar Ve Şehircilik Müdürlüğü'nün 08.12.2010 tarihli yazısına göre taşınmazlardan 1077 Ada 1 ve 3 nolu parsellerin 1/1000 ölçekli revizyon imar planında turistik tesis alanı (T.T.) olarak, . Ada . parsel sayılı taşınmazın akaryakıt istasyonu olarak, . Ada . parsel sayılı taşınmazın belediye hizmet alanı (B.H.A.) olarak, . Ada .. parsel sayılı taşınmazın ise spor alanı olarak planlı olduğu, ancak söz konusu parselleri kapsayan alanda belediye encümenince 3194 sayılı yasanın 18. maddesine göre imar uygulamasına karar verildiği, bu nedenle imar durumlarının 3194 sayılı yasanın 18. maddesine göre yapıaln imar uygulamasının tescil edilmesinden sonra tekrar değerlendirileceğinin bildirilmiş olduğu görülmektedir. Söz konusu taşınmazların zeminde bir kısmının üzerinde muhtelif ağaçlar olup, bir kısmında ise bitki örtüsü bulunmamaktadır. Taşınmazlardan . Ada . ve .nolu parsellerin 1/1000 ölçekli revizyon imar planında turistik tesis alanı (T.T.) olarak, . Ada . parsel sayılı taşınmazın akaryakıt istasyonu olarak, 1079 Ada 1 parsel sayılı taşınmazın belediye hizmet alanı (B.H.A.) olarak, . Ada . parsel sayılı taşınmazın ise spor alanı olarak planlı olmaları fiilen kamu hizmetinde kullanıldıklarının kabulünü gerektirmez. Bahsi geçen bu taşınmazların fiilen kamu hizmetinde kullanılmadıkları keşfen de anlaşılmasına göre mahkemece belirtilen taşınmazlar hakkındaki şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde bu söz konusu taşınmazlar yönünden de şikayetin kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ :Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 21/06/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.