Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12876 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 12515 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ: Urla İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 04/03/2011NUMARASI: 2010/140-2011/14Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Sair temyiz itirazları yerinde değilse de; Mahkemece hükmüne uyulan, Dairemizin 10.12.2009 tarih ve 2009/16228 esas-2009/24684 karar sayılı bozma ilamında “mahkemece belediyeden taşınmazlara ait imar planları da getirtilerek hukukçu ve teknik bilirkişilerden oluşturulacak bilirkişi kurulu ile taşınmazların başında ayrı ayrı keşif yapılarak, her bir taşınmazın kamu hizmetinde fiilen kullanılıp kullanılmadığının, bilirkişi kurulundan alınacak raporla tesbit edilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği” belirtilmiştir. Bozma ilamına uyan mahkemece yapılan keşif sonucunda verilen 28.12.2010 tarihli bilirkişi kurulu raporunda; 1889 ada 2 parsel sayılı taşınmazın fiilen boş arsa olduğu, dosya kapsamından ve mahallinde yapılan keşiften dava konusu taşınmazların fiilen kamu yararına kullanıldığı ifade edilmiş olup, mahkemece bu rapor hükme esas alınarak hacze konu bu taşınmazın da fiilen kamu hizmetinde kullanıldığı gerekçesiyle haczin kaldırılmasına karar verilmiştir.Haczedilmezlik şikayetine konu olan taşınmazlardan 1889 ada 2 parsel sayılı taşınmazın tapuda bir kısmının borçlu belediye adına arsa vasfıyla kayıtlı olduğu görülmektedir. 5393 Sayılı Belediye Kanunu'nun 15/son maddesinde; "Belediyenin kamu hizmetinde fiilen kullanılan malları ile, belediye tarafından tahsil edilen vergi, resim, harç gelirleri haczedilemez" düzenlemesine yer verilmiştir. Bu maddeye göre belediyenin haczedilmezlik şikayetinin kabul edilebilmesi için mahcuzların kamu hizmetinde fiilen kullanılması zorunludur. Asıl olan alacaklının alacağına kavuşmasını sağlamak olduğundan, kural olarak borçluların tüm mallarının haczi mümkündür. Bir malın haczedilememesi için yasal bir düzenlemenin bulunması zorunludur. Haczedilmezlik istisnai bir durum olduğundan, bu yöndeki düzenlemelerin de dar yorumlanması gerekir. Buna göre 5393 Sayılı Belediye Kanunu'nun 15/son maddesinin de dar yorumlanması gerekip, madde de açıkça haczedilmezlik için "fiilen kamu hizmetinde kullanılma" koşulunun kabul edilmesi karşısında, belediyeye ait bir malın haczedilmezliği ancak fiili durumunun tespiti ile belirlenmelidir. İmar planı vb. bir idari işlem ya da kararla taşınmazın kamu hizmetinin yürütülmesini sağlayacak bir amaç için tahsis edilmesi onun fiilen kamu hizmetinde kullanıldığı sonucunu doğurmayacağından, haczin kaldırılması için yeterli olmaz. Bunun için hakim bizzat taşınmazın başında bilirkişi eşliğinde keşif yaparak haczedilen taşınmazın fiili kullanım durumunu belirlemeli ve bu şekilde sonuca gitmelidir. Somut olayda, mahkemece mahallinde yapılan keşif sonucunda düzenlenen bilirkişi kurulu raporunda, şikayete konu 1889 ada 2 parsel sayılı taşınmazın fiilen boş arsa olduğunun belirlendiği görülmektedir. Taşınmazın 1/1000 ölçekli uygulama imar planında spor eğitim merkezi olarak tahsis edilmiş olması fiilen kamu hizmetinde kullanıldığının kabulünü gerektirmez. Bu durumda 2 parsel sayılı taşınmazın zeminde boş arsa olduğu ve fiilen kamu hizmetinde kullanılmadığı belirlendiğine göre mahkemece anılan taşınmaz hakkındaki haczedilmezlik şikayetininreddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde bu taşınmaz yönünden de şikayetin kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 21.06.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.