Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12870 - Karar Yıl 2006 / Esas No : 9427 - Esas Yıl 2006





MAHKEMESİ: Sarıgöl İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 29/12/2005NUMARASI: 2005/45-65Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;Borçlunun meskeniyet itirazında bulunduğu 843 parsel no'lu taşınmaz köyde olup, tapu kayıtlarına göre, 1780 m2 miktarında tarlalı ev ve avlu niteliğindedir. Borçlunun bu taşınmazda 1/3 hissesi bulunmaktadır. İcra dairesince 22.06.2005 tarihinde yaptırılan kıymet takdirinde, taşınmazın toplam değerinin "133.316 YTL, borçlunun 1/3 hissenin değerinin "44.439 YTL olduğu belirtilmektedir. İcra mahkemesince yaptırılan 28.12.2005 tarihli değerlendirmede ise, toplam değerin, aradan 6 ayı aşan bir süre geçmiş olmasına karşın daha düşük 72.000 YTL değerinde olduğu gösterilmektedir.İİK'nun 82/12. maddesinde, borçlunun haline münasip evinin haczolunamayacağı açıklandıktan sonra, aynı maddede "ancak evin kıymeti fazla ise bedelinden haline münasip bir yer alınabilecek miktarı borçluya bırakılmak üzere haczedilerek satılır" hükmüne yer verilmiştir. Bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı, haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Buradaki "aile terimi, geniş anlamda olup, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsar.Somut olayda, nüfus kayıt örneğine göre; borçlu, evli ve tek çocuklu olup, köyde oturmakta, çiftçilikle geçimini temin etmektedir. Meskeniyet itirazında bulunduğu taşınmazda "593.33 m2 hissesi bulunmaktadır. Karara esas alınan bilirkişi raporunda, borçlunun ve yerin belirtilen özellikleri değerlendirilerek barınması için zorunlu olan haline münasip meskeni alabileceği miktar, makul ölçüleri ve ikamet için zorunlu öğeleri içeren, maddede öngörülen amaca uygun değerlendirmeleri içermemektedir.İcra mahkemesince, borçlunun daha mütevazi, ailesinin büyüklüğüne, haline uygun evi alabileceği değerin yukarıda açıklanan kurallara göre raporlar arasındaki tutarsız değerlendirmeler de gözönüne alınarak yeniden belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 15.06.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.