Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12857 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 765 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ : Polatlı İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 20/11/2009NUMARASI : 2009/236-2009/246Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı Kamelya Apartmanı yöneticisi S. E. vekili tarafından borçlu hakkında 02.05.2007 tarihinde apartman yakıt aidatı ve genel gider alacağına istinaden ilamsız takip yapılmıştır. Alacaklı vekilince icra dosyasına ibraz edilmiş olan genel vekaletnameden, Kamelya Apartmanı'nın adresinin Ş.Mah. B.Cad. K.Apt. No.. Polatlı olduğu anlaşılmaktadır. Borçlu hakkında çıkartılan ilk ödeme emri tebligatı C. Mah. Eti Cad. .P. Apt. Polatlı adresine gönderilmiş ancak bila tebliğ dönmüştür. Alacaklı vekili, 25.06.2007 tarihinde icra dosyasına talep açarak, Cumhuriyet Mahallesi Muhtarlığı'ndan borçlunun temin ettikleri ikamet adresine tebligat çıkartılmasını talep etmiş, bunun üzerine ödeme emri tebligatı borçluya C.Mah. B.G. Cad. D.Apt. No:..adresinde Tebligat Kanunu'nun 21. maddesine göre yapılmıştır. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun Bağımsız Bölüm Sahiplerine Tebligat başlıklı Ek 1.Maddesi “Kat Mülkiyeti Kanunu'nun uygulandığı hallerde, ortak taşınmazda oturmayan her bağımsız bölüm sahibi, apartman yönetimi ve ortak giderler ile ilgili tebligat yönünden geçerli olmak üzere, Türkiye'de bir adresini yöneticiye yazılı olarak bildirmek zorundadır.Apartman yönetimi ve ortak giderler ile ilgili tebligatlar bu adrese yapılır.Bağımsız bölüm sahibinin adres bildirmemesi veya yazılı olarak bildirdiği adrese tebligat yapılamaması hallerinde, bundan sonraki bütün tebligatlar, o kişiye ait bağımsız bölümde fiilen oturana yapılır. Tebligatın bir örneği apartman girişinde bulundurulacak ilan tahtasına asılır. Bağımsız bölümde fiilen oturana bu şekilde yapılacak tebligat, bağımsız bölüm sahibine yapılmış sayılır.(Ek fıkra: 19/03/2003 - 4829 S.K./17. md.) Bağımsız bölümde fiilen oturan yoksa ilan tahtasına asılan tebligat örneği bağımsız bölüm sahibine yapılmış sayılır.” Şeklinde düzenlenmiştir. Somut olayda borçlunun bahsi geçen apartmanda oturmadığı hususunda bir ihtilaf yoktur. Diğer yandan borçlu apartman yönetimine (yöneticiye) Türkiye'deki bir adresini yazılı olarak bildirdiğini iddia ve ispat edememiştir. Kendisine borçlu tarafından bir adres bildirilmemesine rağmen alacaklı yönetim tarafından, bu madde kapsamında kendisine tanınan yetkiden faydalanarak tebliğ işlemini gerçekleştirmeye çalışmadığı, borçlunun bilinen adresine tebligat çıkartıldığı, bu tebligatın bila tebliğ dönmesi üzerine bu kez, muhtarlıktan aldıklarını bildirdikleri adrese ödeme emri tebligatı çıkartılmış ve bu adreste Tebligat Kanunu'nun 21. maddesine göre ödeme emri tebligatı yapılmıştır. Borçlu hakkındaki ödeme emri tebligatı, Tebligat Kanunu'nun 21. maddesi uyarınca yapıldığına göre artık tebliğ işleminin, 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun Ek1. Maddesi'ne uygun olarak yapılıp yapılmadığının belirlenmesine gerek yoktur. Yapılacak iş tebliğ işleminin Tebligat Kanunu 21 ve ilgili Tüzük hükümlerine uygun olarak yapılıp yapılmadığının tespit edilmesidir. Borçlu hakkındaki ödeme emri tebligatı 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21. maddesine göre yapıldığı halde, Tebligat Tüzüğü'nün 28. maddesinin uygulanmadığı görülmektedir. Tüzüğün anılan maddesine göre muhatabın adreste neden bulunmadığı, komşu, kapıcı, yönetici, zabıta amir, ve memurları vs. gibi kimselerden sorulmalı, tevziat saatinden sonra adrese geldiğinin tespit edilmesi ve bunun tebligat parçasına yazılıp tevsik edilmesi halinde Tebligat Kanunun 21. maddesine göre tebligat yapılabilir. ( Hukuk Genel Kurulu 29.12.1993 tarih ve 1993/18-778 esas 1993/876 karar ). Somut olayda borçlunun tebliğ esnasında köyde olduğundan bahisle tebligatın muhtara yapıldığı görülmektedir. Ancak muhatabın adreste bulunmama sebebinin ne şekilde (kimden) öğrenildiğinin belli olmadığı, bu hususta tebliğ memurunca tebligat evrakı üzerine bir kayıt düşülmediği, ayrıca muhatabın adreste bulunmama nedeni hususunda beyanda bulunanın beyanlarını tebliğ tutanağına yazıp altını imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde bu durumu yazarak imzalaması gerekir yönündeki tüzük hükmüne riayet edilmediği gibi, adı geçenin tevziat saatleri dışında adrese döndüğü yönünde bir beyanda da bulunulmadığının görülmesi karşısında yapılan tebliğ işleminin usulsüz olduğu açıktır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesinde, “tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur”. hükmüne yer verilmiştir. Borçlu, 26.10.2009 tarihinde takipten haberdar olduğuna göre 27.10.2009 tarihinde harçlandırılan dilekçesiyle mahkemeye yaptığı başvurusu yasal (7) günlük sürededir.O halde, şikayetin kabul edilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 25/05/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.