MAHKEMESİ: Bursa 1. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 16/09/2010NUMARASI: 2010/637-2010/958Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki üçüncü kişi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :İİK.nun 89.maddesine göre 3.kişilere haciz ihbarnamelerinin gönderilebilmesi için kural olarak 3.kişinin nezdinde borçlunun "mevcut" bir alacağının bulunması gereklidir. Ancak, müstakbel (beklenen veya doğacak) alacaklar için haciz ihbarnamesi gönderilebilmesi 3.kişi ile borçlu arasında süregelen bir hukuki ilişkinin varlığına bağlıdır. Hukuki münasebetin varlığı ve bu ilişki nedeniyle borçluya ödenecek ve devamlılık arz eden bir alacağın bulunduğu hallerde 3.kişiye İİK.nun 89.maddesine göre haciz ihbarnamesi gönderilebilir(kira alacağı vs.gibi). Yerleşik Yargıtay uygulaması da bu yöndedir.Somut olayda üçüncü kişiye gönderilen 03.05.2010 tarihli 1.haciz ihbarında "Borçlunun, Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2007/204 E. sayılı dosyası ile görülen davada, 2009/677 sayılı kararla hükmedilen (faizler hariç) 452.800 TL alacağından, 210.926,01 TL alacağın haczedildiği" bildirilmiş, üçüncü kişi tarafından süresinde (07.05.2010 tarihinde) sunulan dilekçede ise "...anılan davanın kısmen kabul, kısmen ret ile sonuçlandığı, bu ilamın kendilerine 02.04.2010 tarihinde tebliğ edildiği ve kısmen kabulüne dair kısmının 16.04.2010 tarihinde kendileri tarafından temyiz edildiği, halen temyiz incelemesinde olduğu, ortada kesinleşmiş bir karar bulunmadığı" ifade edilmiştir.Birinci haciz ihbarına karşı verilen ve yukarıda özetlenen cevap, haciz ihbarına itiraz niteliğindedir. Bu nedenle artık üçüncü şahsa, İİK.nun 89.maddesine göre 2. ve 3. haciz ihbarnameleri çıkarılamayacağı gibi, borcun üçüncü şahsın zimmetinde sayılarak müteakip işlemlerin yapılması da mümkün değildir. Birinci haciz ihbarına yasal sürede itiraz edilmesine rağmen 2. ve 3.haciz ihbarları gönderilmesi işlemine yönelik şikayet ise, bir hakkın yerine getirilmemesi ile ilgili olmakla İİK. nun 16/2.maddesi uyarınca süresizdir. Bu durumda alacaklı, ancak İİK.nun 89/4 maddesi gereğince üçüncü kişinin verdiği cevabın gerçeğe aykırı olduğunu genel hükümlere göre icra mahkemesinde açılacak davada ispat etmek suretiyle, üçüncü kişinin İİK. nun 338.maddesinin 1.fıkrası hükmüne göre cezalandırılmasını ve ayrıca tazminata mahkum edilmesini isteyebilir.O halde mahkemece şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Üçüncü kişinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 21.06.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.