Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12710 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 10253 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ: Bursa 3. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 11/04/2007NUMARASI: 2007/289/233Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Şikayetçi borçlu tarafından usulsüzlüğü ileri sürülen ödeme emri tebliğinde 26.05.2006 tarihinde “muhatap tevziat saatlerinde taşrada olduğu işçisinin beyanından öğrenildiğinden mahalle muhtarına tebliğ yapılarak 2 no’lu ihbar kağıdı kapıya yapıştırılıp en yakın komşuya haber verildiği” belirtilerek işleminin yapıldığı anlaşılmaktadır.7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 13. maddesinde hükmi şahıslar namına kendilerine tebligat yapılacak kimseler, herhangi bir sebeple mutad iş saatinde işyerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak oldukları takdirde tebliğin orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerine yapılacağı düzenlenmiştir.Yine tebligat tüzüğünün 18. maddesinde “kendisine tebliğ yapılacak memur veya müstahdemin hükmi şahsın o yerdeki teşkilatı veya personeli işinde vazife itibariyle tebligatın muhatabın olan hükmi şahsın mümessilinden sonra gelen bir kimse veya evrak müdürü gibi esasen bu kabil işlerle g??revlendirilmiş bir şahıs olması gerektiği belirtilmiştir.” Aynı tüzüğün 18. maddesinin 3. fıkrasında “bunların da bulunmadığı tebliğ mazbatasında tespit edildiği takdirde tebligat, o yerdeki diğer memur veya müstahdeme yapılacağı açıklanmıştır.”Yukarıda içeriği açıklanan ödeme emri tebliği işleminde tebliğ memuru tarafından Tebligat Kanunu 13. ve tüzüğün 18. maddesi hükümleri doğrultusunda gerekli araştırma yapılmadan tebliğ yapılan kooperatif adresinin açık ve çalışan müstahdemin bulunduğu görüldüğü halde tebligat tüzüğünün yukarıda açıklanan maddelerine göre gerekli tevsik ve tebliğ işlemi yapılmaksızın, somut olayda uygulama yeri olmayan Tebligat Kanunu’nun 21. maddesine göre tebliğ işlemi gerçekleştirilmesi usulsüz olup şikayetin kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 21.06.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.