Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12642 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 2971 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ: Konya 1. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 18/12/2012NUMARASI: 2012/907-2012/959Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;Borçlu ve kefiller vekilinin, alacak ipotekle temin edildiğinden İİK.nun 45.maddesi gereğince öncelikle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılması gerektiğini , ayrıca mükerrer takip yapıldığını ileri sürerek her iki takibin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece şikayetin kısmen kabulü ile genel haciz yoluyla başlatılan takibin iptaline ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan takibin iptaline yer olmadığına karar verildiği anlaşılmaktadır.İİK.nun 45.maddesi asıl borçlular ile ilgili olarak düzenlenmiş olup, alacağı rehinle temin edilen bir kimsenin “rehni veren” hakkında doğrudan doğruya genel haciz yolu ile takibe geçmesini önlemekte ve rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tabi şahıslardan olsa bile, alacaklının yalnız rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabileceğine ilişkin bulunmaktadır. Bir diğer anlatımla İİK.nun 45.maddesi asıl borçlu için getirilmiş bir kural olup, kefiller hakkında uygulanmaz. Borçlar Kanunu'nun 487.maddesinde ise, “Kefil, borçlu ile beraber müteselsil kefil ve müşterek-müteselsil borçlu sıfatı ile veya bu gibi diğer bir sıfatla borcun ifasını deruhte etmiş ise alacaklı, asıl borçluya müracaat ve rehinleri nakde tahvil ettirmeden evvel, kefil aleyhine takibat icra edebilir” denilmektedir.Somut olayda, alacaklı banka tarafından, borçlu ..........'ne kredi kullandırıldığı, diğer borçlular ....ve .........'in kredi sözleşmesini müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı görülmektedir. Borçlar Kanunu'nun açıklanan hükmüne ve takip dayanağı kredi sözleşmesi içeriğinde kefaletin müteselsil olduğunun yazılmasına göre kefil olan şikayetçiler hakkında genel haciz yolu ile takip yapılabilir (HGK.nun 14.10.1972 tarih, 215/841 sayılı kararı – Prof. Dr. Baki Kuru İcra ve İflas Hukuku C:3-S:2395 ). O halde mahkemece şikayetçiler ....ve .......hakkındaki genel haciz yoluyla takibin iptaline ilişkin talebin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02/04/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.