MAHKEMESİ: Kartal 2. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 23/11/2009NUMARASI: 2009/911-2009/746Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı G. U.Nak Tic ve San AŞ vekili tarafından faturaya dayalı olarak 31.005,00 TL asıl alacak, 625,26 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 31.630,26 TL alacağın, asıl alacağın %27 reeskont avans faizi ile tahsili talebi ile genel haciz yolu ile takip yapıldığı, borçlu R. T. Ve Lojistik Tic AŞ ne örnek 7 numaralı ödeme emrinin tebliği üzerine, adı geçen vekilinin yasal sürede icra dairesine verdiği itiraz dilekçesi ile icra takibine itiraz ettiği anlaşılmıştır. Borçlu vekilinin itirazı icra takibinin tamamıma yönelik olup, asıl alacak ve işlemiş faiz alacağını kapsar. İİK. nun 66.maddesi uyarınca süresinde yapılan bu itiraz takibi tamamen durdurur. Alacaklının duran takibe devam edebilmesi için icra dosyasına; itirazın kaldırılmasına ilişkin bir icra mahkemesi kararı ya da genel mahkemece verilmiş bir itirazın iptali ilamı sunması zorunludur.Somut olayda, alacaklı tarafından icra dosyasına ibraz edilen Kartal 2.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2008/411 esas 2009/1141 karar sayılı ve 14.10.2009 karar tarihli itirazın iptali ilamının hüküm fıkrasında aynen “5.211,00 TL asıl alacağa ilişkin itirazın iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına” biçiminde hüküm tesis edildiği görülmektedir.Hukuk Genel Kurulu’nun 08.10.1997 tarih ve 1997/12-517E, 1997/776 K. sayılı kararında da açıklandığı üzere “İlamların infaz edilecek kısmı hüküm bölümüdür. Hükmün içeriğinin aynen infazı zorunludur. İcra Mahkemesince ilamın infaz edilecek kısmı yorum yolu ile belirlenemez.” Bu durumda anılan ilam doğrultusunda alacaklının 5.211,00 TL asıl alacak ve bu miktarın takip tarihinden itibaren işleyecek faizi üzerinden takibe devam imkanı vardır. O halde mahkemece itirazın iptali ilamının hüküm fıkrası esas alınarak hesaplama yapılıp dosya alacağının belirlenmesi gerekirken, yukarıda açıklanan ilkeye ve itirazın iptali ilamına aykırı bir biçimde ilamın gerekçe kısmı yorumlanmak suretiyle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 25.05.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.