MAHKEMESİ: Serik İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 20/02/2012NUMARASI: 2012/27-2012/46Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :1) Tarafların iddia ve savunmalarına, dosya içeriğindeki bilgi ve belgelere ve kararın gerekçesine göre borçlu şirket ve .....'ın temyiz itirazlarının REDDİNE;2) Borçlu ...'ın temyiz itirazlarının incelenmesinde;Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe karşı borçluların, takibe konu senedin teminat olarak verildiğini, alacaklının yetkili hamil olmadığını, ayrıca, borçlu ciranta olarak takip edemeyeceğini belirterek takibin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.Takip tarihi itibariyle yürürlükte olan 6762 sayılı TTK.nun 690.maddesinin göndermesi ile bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı kanunun 593.maddesi gereğince kambiyo senedi niteliğinde olan bonodaki hakkın devri ancak ciro ve teslim yolu ile mümkündür. Aynı kanunun 598.maddesi gereğince, bonoyu elinde bulunduran kimsenin hak sahibi olabilmesi için fiili zilyetliği yeterli olmayıp, aynı zamanda hakkını müteselsil ve birbirine bağlı cirolarla tevsik etmesi gerekir. Bonoda ilk cironun lehtara ait olması zorunludur. Ciroların birbirine bağlı olması, her şeyden önce, ilk cironun lehtar tarafından yapılmasıyla mümkündür. İlk ciro lehtara ait değilse, ciro zinciri düzensiz demektir. Lehtarın cirosundan önce başka cironun bulunması ve daha sonra lehtarın cirosunun yer alması durumunda, lehtarın cirosundan önceki cirolar yok sayılır. Lehtarın cirosundan sonra senedi devralan hamiller, yetkili hamil olurlar. Ancak cirosu yok sayılanlar yönünden takip hakları bulunmaz. İlk cironun lehtara ait olmaması, lehtarın, keşideci ve aval verenlere müracaat hakkını engellemez ise de, lehtarın cirosundan önceki cirolar yok sayıldığından, lehtarın, kendi cirosundan önceki cirantaları takip hakkı yoktur. Somut olayda, takip dayanağı senedin lehtarının olduğu halde, ilk cironun tarafından yapıldığı, lehtarın, keşideci şirket ve aval veren ile birlikte senedin ön yüzünde imzası bulunmayan .......'ı da takip ettiği görülmektedir. Yukarıda açıklandığı üzere, ilk ciro lehtar tarafından yapılmadığından ........'ın cirosuyok hükmündedir. Bu durumda, lehtarın aleyhine takip yapması mümkün değildir.O halde, mahkemece, borçlu yönünden takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile tüm borçlular yönünden istemin reddi isabetsizdir.Öte yandan HMK’nun 297. maddesinin (1). fıkrasının (e) bendi gereği hükümde “gerekçeli kararın yazıldığı tarihin” yer alması zorunlu olup, kanunun bu emredici hükmüne aykırı davranılması da doğru bulunmamıştır.SONUÇ : Borçlu temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.