Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12574 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 7943 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiYukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;Şikayetçi borçlunun diğer fesih nedenlerinin yanında ihaleye fesat karıştırıldığı iddiası ile ihalenin feshine karar verilmesini talep ettiği, mahkemece istemin reddine karar verilerek borçlu aleyhine para cezasına hükmedildiği anlaşılmaktadır.İİK'nun 134/2. maddesi göndermesi ile uygulanması gereken Türk Borçlar Kanunu'nun 281. maddesi uyarınca kanuna veya ahlâka (adaba) aykırı şekilde ihaleye fesat karıştırılmış olması ihalenin feshi sebebidir. İhalenin amacına ulaşmasını ve malın gerçek değerine satılmasını, ihalenin sağlıklı ve normal şartlarda yapılmasını engelleyici, dürüstlük kuralları ile bağdaşmayan davranışlarda bulunulması ve ihaleye katılıma engel olunması ihaleye fesat niteliğindedir. Taraflar fesat nedeni olarak ileri sürdükleri maddi vakıaları tanık dahil her türlü kanıtla ispat edebilir.Somut olayın incelenmesinde; şikayetçi borçlunun başvuru dilekçesinde tanık deliline dayandığı, 11.11.2015 tarihli dilekçesi ile de tanıkların isim ve adreslerini bildirdiği, mahkemece, icra müdürlüğünün yazı cevabında; taşınmazların satışının 1. icra dairesinin kapısı önünde ve koridorda bulunan kamera gözetiminde yapıldığı, ihaleye fesat karıştıracak bir durum ihtimalinde kolluk kuvvetinden yardım alınabileceği kanunen mümkün olmakla, taşınmazların satışı sırasında tutanaklar incelendiğinde ihaleye fesat karıştıracak bir durum bulunmadığı belirtilmiş olduğundan, borçlunun tanıkları dinlenmeden şikayetin reddine karar verildiği görülmektedir.Öte yandan, İ.İ.K.'nun 106-144. maddelerinde paraya çevirme ile ilgili hükümler yer almış, aynı Kanunun 129. maddesinin satış kararı tarihi itibariyle uygulanması gereken hükmüne göre; arttırma bedelinin, malın tahmin edilen kıymetinin yüzde ellisini bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan diğer alacaklar o malla temin edilmişse bu suretle rüçhanı olan alacakların mecmuundan fazla olması ve bundan başka paraya çevirme ve paraların paylaştırılması masraflarını aşması zorunludur. Bu durumda satış bedelinin, tüm icra masraflarını değil, paraya çevirme ve paylaştırma giderlerini geçmesi gerektiğinin hüküm altına alındığı görülmekte, satış talebinden ihale tarihine kadarki paraya çevirme ve paylaştırma giderlerinin hesaplamada dikkate alınması gerekmektedir. Satışı istenen taşınmazın kıymetinin takdiri hakkındaki İİK’nun 128. maddesi paraya çevirme başlığını taşıyan III. bölümde bulunmaktadır. Bu nedenle taşınmazın kıymetinin belirlenmesi için yapılan keşif ve bilirkişi masraflarının da tıpkı ilân giderleri gibi paraya çevirme masrafı olarak kabulü gerekir.Birden fazla taşınmazın aynı ilanla satışa çıkarılması halinde, toplam paraya çevirme giderinden, satışı yapılan her taşınmaza isabet eden gider, oranlama suretiyle tespit edilerek, ayrıca müstakil harcamalar var ise bedele eklenerek, oluşacak sonuca göre İİK.nun 129.maddesindeki koşullara uygun şekilde satışının gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğinin belirlenmesi gerekir .Somut olayda, aynı ilan ile 7 ayrı taşınmazın satışa çıkarıldığı, ihaleye konu 112 ada 7 parsel sayılı taşınmazın muhammen bedelinin 7.099.567 TL olduğu ve birinci arttırmada 3.571.000 TL ye ihale edildiği, gazete ilan masrafının 35.722,85 TL olduğu, yukarıdaki ilke uyarınca yapılan oranlama ile 112 ada 7 parsele düşen gazete ilan masrafının 32.016 TL olduğu, buna göre ihale bedelinin, muhammen bedelin %50'sine, bu taşınmaza isabet eden gazete ilan masrafının ilave edilmesi ile dahi oluşan rakamı karşılamadığı, dolayısıyla satışın İİK.nun 129.maddesi koşullarına uygun olarak gerçekleştirilmediği görülmektedir. İİK' nun 129.maddesi gereğince, bu husus tek başına ihalenin feshi nedeni olup mahkemece re’sen gözetilmelidir. O halde mahkemece, ihalenin feshi talebinin, 112 ada 7 parsel sayılı taşınmaza hasren kabulü ile bu taşınmaz yönünden ihalenin feshine karar verilmesi ve diğer taşınmazlar yönünden borçlunun dilekçesinde belirttiği tanıklar dinlenerek fesat iddiası konusunda bir değerlendirme yapılıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.