Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 12574 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 30428 - Esas Yıl 2011
MAHKEMESİ: Eskişehir 3. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 27/10/2011NUMARASI: 2011/615-2011/921Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;Taşınmaz mal ihalesinde, İİK.nun 127.maddesi hükmü uyarınca ilgililere satış ilanının tebliği zorunludur. Satış ilanının hiç tebliğ edilmemiş veya usulsüz tebliğ edilmiş olması, yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre başlı başına ihalenin feshi nedenidir. Somut olayda, davacı borçlular İİK.nun 134.maddesi kapsamında açtıkları ihalenin feshi davasında, diğer fesih sebepleri yanında tebligatların usulsüzlüğü de ileri sürerek satıştan haberdar olmadıklarını, bu nedenle de ihalenin feshini istemişlerdir. Satış ilanının tebliğ olunduğu 24.06.2011 tarihi itibariyle 6099 Sayılı Yasa yürürlükte olduğundan satış ilanı tebliğ işleminin anılan yasa hükümleri doğrultusunda incelenmesi gerekir. Bu bağlamda; 6099 Sayılı Tebligat ve bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanunun 3. maddesinde, 7201 Sayılı Tebligat Kanunun 10. maddesine, "Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılmaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır." düzenlemesi getirilmiş, 5. maddesiyle 7201 Sayılı Kanunun 21. maddesine 1. fıkradan sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiş, mevcut 2. fıkrada yer alan "fıkra" ibaresi "fıkralar olarak değiştirilmiştir." Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatab o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresine ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliği tarihi sayılır." düzenlemesine yer verilmiştir.Aynı yasanın 9. maddesinde ise 7201 Sayılı Kanunun 35. maddesinin ikinci ve dördüncü fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir."Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilmediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır. Daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, tüzel kişiler bakımından resmi kayıtlardaki adresleri esas alınır ve bu madde hükümleri uygulanır" hükmüne yer verilmiştir. Anılan yasa hükümleri 11.01.2011 tarihinde kabul edilmiş, 19.01.2011 tarihinde de resmi gazetede yayınlanarak aynı gün yürürlüğe girmiştir. Somut olayda, ihalenin feshini isteyen borçlular, yapılan tüm tebligatların tapu müdürlüğünde ipotek tesis ettirirken verdikleri adrese (Z..mah. S. cad. No:87/11 M. A.) yapıldığını belirterek, ihale tarihine kadar hiçbir işlemden haberleri olmadığını, Eskişehir'de ikametlerinin bulunmadığını açıklamalarına rağmen dava dilekçelerinde Eskişehir adresini göstermişlerdir. Tebliğ adresi gösterilmediğinden mahkemece borçlunun satış ilanı tebliğ tarihinde, yukarıda açıklanan yasa kapsamında tebliğ adresinin belirlenerek satış ilanı tebliğ işleminin buna göre yapılıp yapılmadığının tespiti ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.Kabul şekli itibariyle de; İİK.nun 134/2.maddesinde, ihalenin feshi talebinin esasa ilişkin nedenlerle reddine karar verilmesi halinde ve alacak 2499 Sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 38/a maddesinin birinci fıkrasında tanımlanan konut finansmanından kaynaklanan alacak olması durumunda mahkeme davacıyı feshi istenilen ihale bedelinin %20'si oranında para cezasına mahkum eder, düzenlemesine yer verilmiştir. Yasanın bu hükmü emredici nitelikte olup kamu düzenine ilişkin bulunduğundan mahkemece re’sen uygulanmalıdır. Hukuk Genel Kurulu'nun 06.10.2004 tarih ve 2004/1-433 esas sayılı kararında da benimsendiği üzere kamu düzenine aykırılıkta aleyhe bozma ilkesi nazara alınamayacağından, mahkemece işin esasına girilerek ihalenin feshi istemi reddedilen borçlu aleyhine ihale bedeli üzerinden %20 oranında para cezasına hükmedilmesi gerekirken, İİK.nun 134/3.maddesine aykırı olarak asıl alacak üzerinden %10 oranında para cezasına hükmedilmesi de doğru değildir.SONUÇ :Borçluların temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile eksik ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.'nun 366. ve HUMK.'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 19/04/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.