MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiYukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :1) Alacaklının temyiz itirazlarının incelenmesinde;Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;İİK'nun 114. maddesinde; "Satış açık artırma ile yapılır. Birinci ve ikinci artırmanın yapılacağı yer, gün ve saat daha önceden ilan edilir. İlanın şekli, artırmanın tarzı, yer ve günü ve gazete ile yapılıp yapılmayacağı icra memurunca alakadarların menfaatlerine en muvafık geleni nazarı dikkate alınarak tayin olunur" hükmü yer almaktadır. Görüldüğü üzere, icra müdürlüğüne, gazete ilanı konusunda, her iki tarafın menfaati gözetilmek koşulu ile bir takdir yetkisi tanınmıştır.İcra müdürlüğünce, satış ilanının ulusal gazetede yayımlanmasına karar verildiği ve buna bağlı olarak ilanın yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu halde satışın ayrıca mahalli gazetede ilanı gerekmez.Öte yandan ilanın yetersiz olduğu hususu şikayet konusu yapılmadığı halde, mahkemece re'sen nazara alınarak, bu husus gerekçe gösterilerek ihalenin feshine karar verilemez. Bu nedenle mahkemece satışın yerel gazetede ilan edilmediği gerekçesi ile ihalenin feshine karar verilmesi isabetsizdir.Ancak, İ.İ.K.’nun 106-144.maddelerinde paraya çevirme ile ilgili hükümler yer almış, aynı Kanunun 129.maddesine göre, artırma bedelinin, malın tahmin edilen bedelinin yüzde ellisini bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan diğer alacaklar o malla temin edilmişse, bu suretle rüçhanı olan alacakların mecmuundan fazla olması ve bundan başka paraya çevirme ve paraların paylaştırılması masraflarını aşması gerekir. Bu durumda satış bedelinin, tüm icra masraflarını değil, paraya çevirme ve paylaştırma giderlerini geçmesi gerektiğinin hüküm altına alındığı görülmekte, satış talebinden ihale tarihine kadarki paraya çevirme ve paylaştırma giderlerinin hesaplamada dikkate alınması gerekmektedir. Satışı istenen taşınmazın kıymetinin takdiri hakkındaki İİK. nun 128.maddesi paraya çevirme başlığını taşıyan III. bölümde bulunmaktadır. Bu nedenle taşınmazın kıymetinin belirlenmesi için yapılan keşif ve bilirkişi masraflarının da, tıpkı ilan giderleri gibi paraya çevirme masrafı olarak kabulü gerekir.Birden fazla taşınmazın aynı ilanla satışa çıkarılması halinde, toplam paraya çevirme giderinden satışı yapılan her taşınmaza isabet eden miktar oranlama suretiyle tespit edilerek, ayrıca müstakil harcamalar var ise bedele eklenerek, oluşacak sonuca göre İİK.nun 129. maddesindeki koşullara uygun şekilde satışın gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğinin belirlenmesi gerekir.Somut olayda, 32.376 TL muhammen bedelli 2 numaralı parselin 17.200 TL bedelle ihale edildiği, yalnızca gazete ilan giderinin ise 4.597,12 TL olduğu, ihale bedelinin, muhammen bedelin %50 sine yalnızca gazete ilan giderinden bu taşınmaza isabet eden kısmın ilavesi ile oluşan miktarı karşılamadığı görülmektedir.Bu durumda, mahkemece, ihale bedelinin, İİK.nun 129. maddesindeki şartları karşılamaması nedeniyle 2 numaralı parselin ihalesinin feshine karar verilmesi gerekirken, yerel gazetede ilanın yapılmadığı gerekçesi ile ihalenin feshine karar verilmesi isabetsiz ise de, sonuçta ihalenin feshine karar verildiğinden ve dolayısıyla ret kararı sonucu itibari ile doğru olduğundan, alacaklının temyiz itirazlarının REDDİNE,2) Borçlunun temyiz itirazlarına gelince;İİK'nun 134/8. maddesinde; "İhalenin feshini şikayet yolu ile talep eden ilgili, vaki yolsuzluk neticesinde kendi menfaatlerinin muhtel olduğunu ispata mecburdur" düzenlemesi yer almaktadır.Somut olayda, ihaleye konu 458 parsel numaralı taşınmazın muhammen bedelinin 5.700 TL olup 8.010 TL bedelle, 2631 parsel numaralı taşınmazın muhammen bedelinin 20.356 TL olup 26.510 TL bedelle ve 5 parsel numaralı taşınmazın muhammen bedelinin 5.280 TL olup 10.550 TL bedelle ihale edildiği ve satış bedellerinin, muhammen bedellerin üzerinde olduğu görülmektedir. Yerleşik Yargıtay uygulamasına göre, satış bedelinin, muhammen bedelin üstünde olması halinde, ihalede zarar unsurunun gerçekleşmediğinin kabulü gerekir. Bu durumda borçlunun 458, 2631 ve 5 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin ihalenin feshini istemekte hukuki yararı yoktur. Mahkemece anılan taşınmazlara yönelik istemin bu nedenle reddi gerekirken, işin esasının incelenerek sonuca gidilmesi yerinde değil ise de, sonuçta istem reddedildiğinden mahkeme kararı sonuç itibariyle doğrudur. Açıklanan nedenle sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;İİK. nun 134. maddesinin ikinci fıkrasının son cümlesine göre, işin esasına girilmeden ihalenin feshi talebinin reddi halinde şikayetçi aleyhine para cezasına hükmolunamaz. Somut olayda, şikayetçinin ihalenin feshi isteminin, zarar unsuru yokluğu nedeniyle ve işin esasına girilmeden reddi gerektiğinden, şikayetçi aleyhine ihale bedelinin %10’u oranında para cezasına hükmedilmesi isabetsiz olup, mahkeme kararının bu nedenle bozulması gerekir ise de; anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir.SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının yukarıda (2).maddede yazılı nedenlerle kısmen kabulü ile İcra Hukuk Mahkemesi’nin 16.12.2014 tarih ve 2014/178 Esas, 2014/275 Karar sayılı kararının para cezası ile ilgili "şikayetçinin, bu taşınmazların ihale bedeli toplamı olan 45.700,00 TL'nin % 10'u olan 4.507,00 TL para cezası ödemesine" şeklindeki cümlenin silinerek karar metninden çıkarılmasına, kararın düzeltilmiş bu şekliyle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), mahkeme kararı düzeltilerek onandığından harç alınmasına yer olmadığına, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.