Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12569 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 3212 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ: Biga İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 21/11/2012NUMARASI: 2012/99-2012/103Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe karşı borçlunun, hile ile senede imza attırıldığını belirterek icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, suç duyurusunda bulunduğuna dair beyanı dikkate alınarak takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.HMK.nun 209/1. maddesinde; "Adi bir senetteki yazı veya imza inkar edildiğinde bu konuda bir karar verilinceye kadar, o senet herhangi bir işleme tabi tutulamaz" düzenlemesi yer almaktadır.Sahtelik iddiasının imza inkarı dışındaki bir nedene dayanması halinde 6100 Sayılı HMK. nun 209/1.maddesinin amir hükmü gereği icra takibi olduğu yerde durur. Bunun için sahtelik iddiasının ileri sürüldüğü Cumhuriyet Savcılığı ya da mahkemece ayrıca tedbir kararı verilmesi gerekmez. Borçlu tarafından icra dairesine başvurulması halinde icra müdürlüğünce anılan madde uyarınca sahtelik davası sonuna kadar icra takibinin durdurulması gerekir. İcra müdürünün kararının taraflarca İİK.nun 16/2.maddesi uyarınca süresiz şikayet konusu yapılabileceği tabiidir. Öte yandan borçlu tarafından doğrudan icra mahkemesine başvurulmasına da yasal engel olmadığı gibi, hakim, HMK. nun 209/1.maddesini re’sen nazara almalıdır. Somut olayda, borçlunun başvurusu sahtelik iddiası olup, borçlunun gerek başvuru dilekçesinde gerekse duruşmadaki beyanında bu hususta Ezine Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurunda bulunduğunu iddia ettiği görülmektedir. Bu durumda, mahkemece, ilgili Cumhuriyet Başsavcılığından iddia edildiği şekilde bir şikayetin bulunup bulunmadığı ve şikayetin niteliği araştırılarak HMK.nun 209.maddesi şartlarının varlığı tespit edilmek suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, bu hususta bir araştırma yapılmaksızın borçlunun beyanı esas alınarak yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.Öte yandan, itiraz eden borçlu yönünden hüküm kurulması gerekirken, icra takibinde birden fazla borçlu olduğu halde itiraz etmeyen borçluyu da kapsar şekilde takibin durdurulmasına karar verilmesi ve HMK’nun 297. maddesinin (1). fıkrasının (e) bendi gereği hükümde “gerekçeli kararın yazıldığı tarihin” yer alması zorunlu olup, kanunun bu emredici hükmüne aykırı davranılması da doğru bulunmamıştır.SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02/04/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.