Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 12552 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 14208 - Esas Yıl 2011
MAHKEMESİ: Sapanca İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 17/05/2010NUMARASI: 2010/32-2010/45Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :TTK.nun 688. maddesi uyarınca vade bononun unsurlarından olsa da, aynı kanunun 689/2. maddesi gereğince vadesi gösterilmemiş bir bono görüldüğünde ödenmesi şart bir bono sayılır. TTK.nun 690. maddesi göndermesi ile bonolarda da uygulanması gereken aynı Kanunun 616. maddesine göre ise görüldüğünde ödenecek bononun tanzim tarihinden itibaren bir yıl içinde ödenmek üzere ibrazı zorunludur. Bir başka anlatımla vade unsurunu taşımayan senedin, TTK.nun 616. maddesinde belirtildiği üzere görüldüğünde ödenecek bono olarak düzenlendiğinin kabulü gerekeceğinden, bu eksiklik senedin bono olma vasfına etkili değildir. Vadesi gösterilmemiş bononun bir yıl içinde ibraz edilmemiş olması zamanaşımı müddeti dolmadıkça senet keşidecisini sorumluluktan kurtarmaz. Senedin süresi içinde, yani keşide tarihinden itibaren bir yıl içinde ibraz edilmemesi vadenin geçirilmesi hükmünde olup, bu halde rücu hakkı düşer. Yani bono borçluları olan cirantalara ve avalistlere müracaat edilemez. Fakat zamanaşımı süresi dolmadıkça senedi tanzim eden borçlu sorumlu kalır.(Poroy/Tekinalp; Kıymetli Evrak Hukuku Esasları, Genişletilmiş 15.bası, s.121, İstanbul 2001)Somut olayda mahkemece de kabul edildiği gibi takip dayanağı bonolarda vade tarihinin olmadığı, keşidecinin borçlu A..D., lehdarın ise alacaklı S. D. olduğu anlaşılmıştır. Yukarıda açıklandığı gibi bonolarda vade tarihinin bulunmaması onların kambiyo senedi vasfını kaldırmaz. Öte yandan, alacaklı takip dayanağı bonoların lehdarı olup, bonoları tanzim eden borçlu yönünden takip hakkı vardır. O halde mahkemece şikayetin reddi yerine yazılı gerekçe ile takibin iptaline karar verilmesi isabetsizdir.Ayrıca, mahkemenin iptal kararının yasal dayanağı İİK. nun 170/a maddesi olup, bu maddede tazminat öngörülmediği halde, alacaklı aleyhine tazminata hükmedilmesi de doğru değildir.SONUÇ: Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 20.06.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.