MAHKEMESİ: Ankara 1. İcra MahkemesiTARİHİ: 09/02/2007NUMARASI: 2007/126-100Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklılar vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı tarafından borçlular aleyhine genel haciz yoluyla başlatılan icra takibinde adlarına gönderilen ör.13 ödeme emrinin 02.12.2006 tarihinde Tebligat Kanunu'nun 21.maddesine göre adı geçenlere tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Borçlular vekili 15.12.2006 tarihinde İzmir Nöbetçi İcra Müdürlüğü aracılığı ile takip dosyasına gönderdiği itiraz dilekçesinde müvekkillerine ödeme emrinin 08.12.2006 tarihinde tebliğ edildiğini öne sürerek borca itiraz etmiş bulunmaktadır. İcra müdürlüğünce, ödeme emri tebligatlarının usulsüz yapıldığından bahisle bu itiraz üzerine takibin durdurulduğu görülmektedir. Anılan vekilin en geç 08.12.2006 tarihi itibariyle müvekkilleri hakkındaki icra takibinden haberdar olduğunun kabulü gerekir. Borçluların ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği yönünde itiraz dilekçelerinde bir iddiaları olmadığı gibi icra mahkemesine ödeme emirlerinin tebliğ tarihlerinin düzeltilmesi konusunda da başvuruda bulunduklarına dair bir açıklamaları da yoktur.İcra müdürünün tebligatın usulüne uygun olarak yapılmaması halinde alacaklıya süre vererek yeniden ödeme emri tebliğ işlemi yaptırmasında yasaca bir engel bulunmamaktadır. Ancak, tebligatın usulüne uygun yapılmadığından bahisle itiraz üzerine takibin durdurulması yönünde bir takdir hakkı yoktur.Tebligat Kanunu'nun 20.maddesi aynen; "13,14,16,17 ve 18.maddelerde yazılı şahıslar kendisine tebliğ yapılacak kimsenin muvakkaten başka yere gittiğini belirtirlerse; keyfiyet ve beyanda bulunanın adı ve soyadı tebliğ mazbatasına yazılarak altı, beyanı yapan tarafından imzalanır ve tebliğ memuru tebliğ evrakını bu kişilere verir. Bu kişiler tebliğ evrakını kabule mecburdurlar. Kendisine tebliğ yapılacak kimsenin muvakkaten başka bir yere gittiğini belirten kimse beyanını imzadan imtina ederse, tebliğ eden bu beyanı şerh ve imza eder. Bu durumda ve tebliğ evrakını kabulden çekinme halinde tebligat 21.maddeye göre yapılır. Bu maddeye göre yapılacak tebligatlarda tebliğ, tebliğ evrakının 13,14,16,17 ve 18. maddelerinde yazılı kişilere verildiği tarihte veya ihtarname kapıya yapıştırılmışsa bu tarihten itibaren 15 gün sonra yapılmış sayılır" yasal düzenlemesini içermektedir.Somut olayda; tebliğ işlemi bu maddeye göre değil doğrudan aynı Kanun'un 21.maddesine göre yapılmıştır. Olayda 20.maddenin uygulanma olanağı yoktur. O halde, yukarıda açıklandığı üzere borçlular vekilinin 02.12.2006 tarihinde yapılmış olan tebliğ işleminden 08.12.2006 tarihinde haberdar olmuş, takibe 15.12.2006 tarihinde itiraz etmiştir. Tebliğ tarihinin düzeltilmesi için de bir başvuruda bulunmadığından, ödeme emri tebliğ tarihine göre itirazı süresinde olmadığından takip kesinleşmiştir. Mahkemece, şikayetin kabulü gerekirken yazılı gerekçelerle reddi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 19.06.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.