MAHKEMESİ: Düzce İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 20/03/2012NUMARASI: 2011/227-2012/125Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın 26.11.2012 tarih, 2012/18127E.-34811K. sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Borçlular hakkında genel haciz yoluyla yapılan takipte şikayetçi, icra mahkemesine başvurarak, kredi sözleşmesinde kefil olup önce asıl borçluya gidilmeden kendisi hakkında takip yapılamayacağını, bu nedenle aracına ve maaşına konulan hacizlerin kaldırılmasını talep etmiş, mahkemece borçlunun müteselsil kefil olduğundan dolayı istemin reddine karar verilmiştir. Kararın temyiz edilmesi üzerine Dairemizce, 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 10.maddesi uyarınca kredi veren asıl borçluya başvurulmadan kefilden borcun ifasının istenemeyeceği, bu durumda mahkemece takip dayanağı kredi sözleşmesi getirtilip incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinden bahisle 19.04.2011 tarihinde karar bozulmuştur.Mahkemece, bozma ilamına uyularak takip dayanağı kredi sözleşmesinin aslı getirtilmiş, yapılan yargılama sonunda, kredinin tüketici kredisi olduğundan bahisle istemin kabulüne, hacizlerin kaldırılmasına karar verilmiş, anılan kararın alacaklının temyizi üzerine Dairemizce 26.11.2012 tarihinde onandığı anlaşılmıştır.Takip tarihi itibariyle uygulanması gereken 818 Sayılı BK'nun 487.maddesinde; müteselsil kefalette, alacaklının asıl borçluya müracaat etmeden müteselsil kefil hakkında takip yapabileceği hususu düzenlenmiştir. Somut olayda, şikayetçi borçlunun, takip dayanağı "02.07.2007 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi"ni müşterek borçlu, müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı görülmektedir. Takip dosyasında bulunan ve taraflara tebliğ edilen hesap kat ihtarnamesinden de borcun genel kredi sözleşmesinden kaynaklandığı tüketici kredisi ile bir ilgisinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda Dairemizce mahkeme kararının belirtilen nedenle bozulması gerekirken onandığı anlaşılmakla alacaklının karar düzeltme talebinin kabulü gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin 26.11.2012 tarih ve 2012/18127-34811 sayılı onama ilamının kaldırılmasına, mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 02.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.