Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1237 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 32028 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ: Antalya 1. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 07/06/2011NUMARASI: 2011/462-2011/563Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Bonoya dayalı olarak, borçlunun ikametgahının bulunduğu yerdeki genel yetkili icra dairesinde (HUMK. 9.md.), bonoda öngörülen ödeme yerinde, TTK'nun 689/3. maddesine göre ödeme yeri gösterilmeyen bonoda, ödeme yerinin, keşide yeri olduğunun kabulü gerekeceğinden, bononun tanzim yerinde, bonoda yetkili olarak belirlenen icra dairesinin bulunduğu yerde de icra takibi yapılabilir. Somut olayda, takibe konu edilen bonolarda keşideci adresi olarak yazıldığı, borçluya ödeme emrinin adresinde tebliğ edildiği görülmektedir. Yukarıda açıklanan maddelere göre, bonoya dayanan takiplerin borçlunun ikametgahının bulunduğu yerdeki icra dairesinde, bonoda öngörülen yetkili icra dairesinde, bonoda öngörülen ödeme yerinde yahut bonoda ödeme yeri gösterilmemişse, bononun düzenlendiği yerde takip yapılabilir. Bu yerlerden birini tercih etme hakkı alacaklıya aittir. İİK.nun 50.maddesinin gönderınesi ile uygulanması gereken HUMK. nun l2.maddesi gereğince ihtiyati haciz kararından sonra bu kararın dayanağı olan alacak davası haciz kararını veren mahkemede de açılabilir. Anılan hüküm icra dairelerinin yetkisini belirlemede de geçerlidir. Somut olayda, alacaklı vekili tarafından icra takibine Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/240 D. iş sayılı ve 04.04.2011 tarihli ihtiyati haciz kararına dayanılarak, 07.04.2011 tarihinde başlandığı ve örnek (10) ödeme emri tebliği üzerine borçlu vekilinin 20.04.2011 tarihinde ve yasal sürede icra mahkemesine başvurarak Antalya İcra Dairesinin yetkisine İtiraz ettiği, 13.03.2011tarihinde Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesince ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verildiği görülmektedir. Kuralolarak icra mahkemesince itiraz tarihinde mevcut olmayan bir mahkeme kararı bekletici mesele yapılarak sonuca gidilemez. Dolayısıyla, borçlunun itirazında, ihtiyati haciz kararına itiraz ettiğini bildirınesi durumunda, mahkemece bu İtirazın sonucu beklenerek yetki itirazı hakkında karar verilemez. Ancak, İtiraz süresi içinde ihtiyati haciz kararının kaldırılmış olması halinde, bu durumun mahkemece nazara alınması gerekir. Ne var ki mahkemece bekletici mesele yapılmamış olmakla beraber, icra mahkemesince karar verilmesinden önce ihtiyati haczin kaldırılmış olması durumunda, böyle bir maddi olgunun mahkemece yok sayılmasının kabulü de mümkün değildir. Dairemizin değişen ve yeniden oluşan içtihatlarında icra mahkemesince karar tarihinde mevcut olan bu şekildeki bir maddi olgunun dikkate alınarak icra dairesinin yetkisini belirlemede ihtiyati haciz kararının nazara alınmaması gerektiği sonucuna varılmıştır. Her ne kadar alacaklı tarafından icra takibine Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/240 D. iş sayılı ve 04.04.2011 tarihli ihtiyati haciz kararına dayanılarak başlanılmış ise de icra mahkemesinin karar tarihi olan 07.06.2011 tarihinden önce 13.05.2011 tarihinde Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesince ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verildiğine ve bu karar dosya içinde mevcut olduğuna göre, artık anılan ihtiyati haciz kararı icra dairesinin yetkisini belirlemede dikkate alınamaz. O halde mahkemece yetki itirazının kabulüne ve sair itirazların yetkili İcra Mahkemesince incelenmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar tarihinde kalkmış olan ihtiyati haciz kararından bahisle yetki itirazının reddine dair hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 23.01.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.