Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12365 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 6114 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiYukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:Alacaklı tarafından . Asliye Hukuk Mahkemesi' nin 05.09.2011 tarih ve 2011/84 D. İş sayılı ihtiyati haciz kararının infazı isteğiyle 09.09.2011 tarihinde icra dairesine başvurularak borçluların mal, hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz uygulatıldığı, aynı tarihte alacaklının 7 adet bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi başlattığı, borçluların itirazı üzerine Kastamonu 1. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 17.09.2013 tarih ve 2011/ 330 E. 2013/ 211 K. sayılı kararı ile takip dayanağı bonolardaki imzaların borçlulara ait olmadığı gerekçesiyle itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına karar verildiği, kararın temyiz incelemesinden geçerek 11/03/2014 tarihinde kesinleştiği, borçluların, anılan mahkeme ilamı nedeniyle ihtiyati hacizlerin hükümsüz kaldığını belirterek hacizlerin kaldırılmasına yönelik taleplerinin, 07.04.2014 tarihinde icra müdürlüğünce reddedilmesi üzerine sözü edilen işleme karşı şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurdukları görülmektedir.Mahkemece, alacaklı tarafından aynı alacağa dayalı olarak tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile iki ayrı takip başlatıldığı, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız olarak açılan diğer takipte borçluların itirazı üzerine takibin durduğu, alacaklının genel mahkemede itirazın iptali davası açtığı belirtilerek, alacaklı tarafından genel mahkemede açılan bu davanın desdest olduğu, ihtiyati hacizlerin kaldırılmasına ilişkin yasal koşulların genel mahkemede derdest dava nedeniyle oluşmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.İmzaya itirazın kabulüne ilişkin kararın kesinleşmesi, takibin iptaline ilişkin sonuçları doğurur. Hemen belirtilmelidir ki; icra takibi, mahkeme kararı ile iptal edilmişse artık iptal edilen takip dosyası üzerinden ihtiyati hacizlerin varlığını sürdürmesi mümkün değildir. Bir başka ifade ile; takibin iptali kararıyla birlikte icra takibi ortadan kalktığından ihtiyati haczin infazına ilişkin işlemler de kendiliğinden hükümsüz hale gelir.Öte yandan, İİK.'nun 264/2. maddesinde; ''İcra takibinde, borçlu ödeme emrine itiraz ederse bu itiraz hemen alacaklıya tebliğ olunur. Alacaklı, tebliğ tarihinden itibaren yedi güniçinde icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını istemeye veya mahkemede dava açmaya mecburdur. İcra mahkemesi, itirazın kaldırılması talebini reddederse alacaklının kararın tefhim veya tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dava açması lazımdır.'' hükmü yer almakta ise de; İİK.'nun 264/2. maddesinde belirtilen prosedürün, kambiyo senetlerine mahsus takiplerde, itirazın kaldırılması ve itirazın iptaline ilişkin başvuru yolu olmadığından, bu takiplerde uygulanması olanağı yoktur. Ayrıca, icra mahkemesince, takibin iptali hükmünü doğurur karar verilmekle, alacaklı genel mahkemede alacak davası açıp lehine karar alsa da, iş bu kararın, iptal edilen takip üzerinden işleme konulmasına yasal imkan bulunmamaktadır.Hal böyle olunca, mahkemece, yukarıda değinilen açıklamalar göz önünde bulundurularak, şikayetin kabulü ile hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile iptal edilen takip dosyasındaki ihtiyati hacizlerin devamını sağlar nitelikte istemin reddi isabetsizdir.SONUÇ : Borçluların temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.