Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12244 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 30170 - Esas Yıl 2009





MAHKEMESİ: Adana 4. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 05/11/2009NUMARASI: 2009/679-2009/1005Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :İki veya daha fazla işletmenin belli bir amaca ulaşmak için katkılarını birleştirdikleri adi ortaklığın tüzel kişiliği bulunmadığından taraf ehliyeti yoktur. BK'nun 520.maddesinde de açıklandığı üzere, adi ortaklığın hükmi şahsiyeti bulunmadığından ortaklar ortaklık borçlarından dolayı alacaklılara karşı doğrudan doğruya ve sınırsız olarak tüm varlıklarıyla sorumludurlar. Bu durumda ortaklığın borcu sebebiyle takip, ortaklığı oluşturan şirketler gösterilmek suretiyle yapılabilir.Somut olayımızda alacaklı tarafından genel haciz yolu ile takip başlatılmış ve takipte, iş ortaklığı ile ortaklığı oluşturan iki şirket ayrı ayrı borçlu olarak gösterilmiştir.Yukarıda belirtildiği üzere, bu durumda M.-E.İş Ortaklığının tüzel kişiliği olmadığından ve dolayısiyle hakkında takip yapılamayacağından takipte borçlu olarak gösterilmesinin bir geçerliliği yoktur.Bu husus kamu düzenine ilişkin olup süresiz şikayete konu yapılabilir. Ortaklığı oluşturan ve hakkında takip başlatılan M.İnş.ve Tic.A.Ş. icra mahkemesine başvurarak kendisi adına yapılan 25.5.2009 tarihli tebligatın usulsüzlüğünü ileri sürmüştür. Şikayet konusu yapılan 25.5.2009 tarihli ödeme emri tebligatı, M.-Erka İş Ortaklığı adına çıkarılmış olup, şikayetçi borçlu şirket adına takip dosyasından çıkarılan 25.5.2009 tarihli ödeme emri tebligatı ise bila tebliğ iade edilmiştir. Bu durumda borçlu şirket adına yapılan bir tebligat bulunmamaktadır. Adi ortaklık adına gönderilen tebligatın da yukarıda belirtilen nedenlerle bir geçerliliği bulunmadığından, şikayetçinin bu tebligatın usulsüzlüğünü ileri sürmesinde bir hukuki yararı bulunmamaktadır. Mahkemece şikayetle ilgili olarak borçlu şirketin kendisine yapılmış ve usulsüzlüğünü ileri sürebileceği bir tebligat bulunmadığından istemin reddi yerine yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 13.05.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.