MAHKEMESİ: Üsküdar 1. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 28/07/2011NUMARASI: 2011/383-2011/457Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:İİK. nun 38. maddesi gereğince icra dairesindeki kefaletler ilamların icrası hakkındaki hükümlere tabidir. Ayrıca, ihtiyati haciz sırasında verilen icra kefaleti de geçerli olup, asıl borçlu hakkında takip iptal edilmediği sürece kefaletin geçerliliği devam eder. Ancak, usulüne uygun icra kefaleti olsa dahi, hakkında takip yapılan borçlu yönünden takip kesinleşmedikçe icra kefiline icra emri çıkarılamayacağı gibi, borç miktarının kesinleşmemesi halinde takibin devamı da mümkün değildir.Somut olayda icra takibinin borçlularının S.G. S.. G.ve E. G.olduğu, borçlular S. G. ve S. G.hakındaki takibin kesinleştiği anlaşılmıştır. Şikayetçi K.Ş.’in 20.07.2005 tarihinde icra müdürlüğüne gelerek dosya borcuna icra kefili olduğu, ancak kefaletini herhangi bir borçluya hasretmediği görülmüştür. Bu nedenle icra kefaletinin bütün borçlular yönünden olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda asıl borçlulardan S. G.ve S.. G.yönünden takip kesinleştikten sonra icra kefili K. Ş.e icra emri tebliğ edilmesinde herhangi bir usulsüzlük mevcut değildir. (Hukuk Genel Kurulu’nun 10.02.2010 tarih ve 2010/12-22 esas, 2010/60 karar sayılı kararı)Öte yandan icra kefili borçlu yönünden yenileme yapılarak takibin sürdürülmesinde de İİK.nun 78.maddesine aykırı bir yön yoktur. Çünkü borçluların her birinin sorumluluğu birbirinden bağımsız olup aralarında zorunlu takip arkadaşlığı söz konusu değildir. Bu nedenle de alacaklının yalnızca müşteki borçlu yönünden takibi yenileyerek devam etmesinde de yasaya aykırılık yoktur.O halde mahkemece, borçlunun itfa itirazlarının incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile icra emrinin hüküm tesisi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ :Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.'nun 366. ve HUMK.'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 12/04/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.