Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12098 - Karar Yıl 2006 / Esas No : 9566 - Esas Yıl 2006





MAHKEMESİ: İzmir 4. İcra MahkemesiTARİHİ: 02/02/2006NUMARASI: 2005/43-23Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklılar vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :1- İşin niteliği bakımından temyiz tetkikatının duruşmalı olarak yapılmasına HUMK.nun 438. ve İİK.nun 366. maddeleri hükümleri müsait bulunmadığından bu yoldaki isteğin reddi oybirliğiyle kararlaştırıldıktan sonra işin esası incelendi :2-Alacaklılar .................. ve ..................... vekili tarafından bonolara dayalı olarak borçlu ............................... AŞ. hakkında kambiyo senetlerine mahsus yolla ayrı ayrı icra takipleri yapıldığı , borçluya örnek 10 nolu ödeme emri tebliği üzerine borçlu vekilinin yasal sürede İcra Mahkemesine başvurarak; bonolarda imzası buluna ........................’nin tek başına şirketi temsil ve ilzama yetkili olmadığı ileri sürülerek borca itiraz edildiği görülmektedir.Takip dayanağı bonoların borçlu şirket adına ..................... tarafından imzalandığı tarafların kabulünde olmakla tartışmasızdır.Dosya içinde mevcut İzmir 7.Noterliği’nin 3.7.2002 tarih ve 13510 yevmiye nolu imza sirkülerine göre 10.6.2002 tarihinden itibaren ..................................’nin 50.000.000.000.TL.ye kadar borçlu şirketi münferiden temsil ve ilzama yetkili olduğu,20.7.2004 tarihli ticaret sicil gazetesinde ilan edilen 23.6.2004 tarihli karara göre ise şirketin temsil ve ilzamının ..................... , ..........................., ...................ve ...............................’den her hangi ikisinin müşterek imzası ile mümkün olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda 10.6.2002 tarihi ile 20.7.2004 tarihleri arasında takip dayanağı bonolarda borçlu şirket adına imzası bulunan ....................... 50.000.000.000.TL.ye kadar tek başına şirketi temsil ve ilzama yetkili olduğundan tanzim tarihleri bu döneme ilişkin bonolardan şirket 50.000.000.000.TL. ile sınırlı olarak sorumlu olacağından Mahkemece borca itirazın bu açıklamalar ışığında değerlendirilip, borçlunun sair itiraz ve şikayet nedenleri de incelendikten sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir.Kabule göre de; İİK.nun 169/a-6.maddesi; borçlunun itirazının İcra Mahkemesince esasa ilişkin nedenlerle kabulü halinde, kötü niyeti veya ağır kusuru bulunan alacaklının, takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edileceği hükmünü içermektedir.Alacaklı ...................... takibe konu bonoların bir kısmında , senedi ciro yolu ile ele geçiren yetkili hamil olup ne suretle kötü niyetli veya ağır kusurlu olduğu gerekçelendirilmeden bu senetler yönünden de tazminatla sorumlu tutulması yasaya uygun olmadığı gibi , her bir alacaklının kendi takip dosyasında takibe konu ettiği asıl alacak üzerinden tazminatla sorumlu tutulması yerine alacaklıların iki takip dosyası asıl alacağının toplamı üzerinden ve birlikte tazminata mahkum edilmeleri doğru değildir.SONUÇ : Alacaklılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (2) no'lu bentte yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 06.06.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.