Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12083 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 24974 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ: Kadıköy 4. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 30/06/2011NUMARASI: 2011/596-2011/902Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :5718 Sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un 48.maddesinde açıklandığı gibi, icra takibinde bulunan yabancı gerçek ve tüzel kişiler, yargılama ve takip giderleri ile karşı tarafın zarar ve ziyanını karşılamak üzere mahkemenin belirleyeceği teminatı göstermek zorundadır. Şikayet tarihi itibari ile uygulanması gereken Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 97.maddesi uyarınca ise "Türkiye'de Kanun'u Medeni mucibince ikametgahı olmayan müddei veya davaya müdahale eden kimse diğer tarafın muhtemel zarar ve ziyanı ile masarifi muhakemesine mukabil 96.madde mucibince teminat göstermeye mecburdur" düzenlemesi yer almaktadır. Mahkeme dava veya takibin niteliğine ve duruma göre davacıyı, davaya katılanı veya takip isteğinde bulunanı karşılıklılık esasına göre teminat göstermekten muaf tutabilir. Yasada öngörülen (mahkeme) teriminin icra takipleri için (icra dairesi olarak) anlaşılması gereklidir. HUMK. nun 97. ve MÖHUK. nun 48.madde hükümleri gereğince icra mahkemesine şikayet yolu ile başvuran yabancı kişilerin yargılama ve takip giderleriyle karşı tarafın zarar ve ziyanını karşılamak üzere bir teminat göstermesi zorunlu olduğundan, bu husus şikayetin ön koşulu olup, mahkemece re'sen gözetilmelidir.Yabancı alacaklının teminat gösterme yükümlülüğünün istisnası ise; MÖHUK. nun 48/2.maddesinde belirtildiği üzere alacaklının tabiyetinde bulunduğu ülke ile Türkiye arasında karşılıklılık esasına göre çok taraflı veya ikili anlaşmalarla veya fiili mütekabiliyet esasına göre bir muafiyetin öngörülmüş olmasıdır.Somut olayda Panama uyruklu olan icra takibinin borçlusu şirketin kendilerine yapılan ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiası ile icra mahkemesine başvurduğu görülmektedir. Alacaklının tabiyetinde bulunduğu Panama ile Türkiye arasında karşılıklılık esasına göre çok taraflı veya ikili anlaşmalarla veya fiili mütekabiliyet esasına göre bir muafiyetin bulunmadığı ve şikayetçinin icra mahkemesine yaptığı şikayette teminat yatırması gerektiği tartışmasızdır. Başvuru İİK. nun 16.maddesine dayalı şikayet olup, istemin reddi halinde alacaklının uğrayabileceği zarar en fazla tarifeye göre belirlenecek maktu avukatlık ücreti ve alacaklı tarafından yapılabilecek yargılama gideridir. Bu nedenle mahkemece şikayetçi yabancı uyruklu borçlunun yatırması gereken teminatın aleyhine hükmedilebilecek vekalet ücreti ve yargılama gideri gözetilerek belirlenmesi ve buna göre işlem yapılması gerekirken, 5718 Sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un 48.maddesi ile HUMK. nun 97.maddesi hükümlerine aykırı olarak icra takip dosyasındaki toplam alacak esas alınarak belirlenen teminatın verilen kesin süre içerisinde yatırılmadığı gerekçesiyle davanın açılmamış sayılması yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 12.04.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.