ESAS NO: 2006/9546 KARAR NO: 2006/12067MAHKEMESİ: Antalya 4. İcra MahkemesiTARİHİ: 09/03/2006NUMARASI: 454/141Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki taraf vekilleri tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :1- İşin niteliği bakımından temyiz tetkikatının duruşmalı olarak yapılmasına HUMK.nun 438. ve İİK.nun 366. maddeleri hükümleri müsait bulunmadığından bu yoldaki isteğin reddi oybirliğiyle kararlaştırıldıktan sonra işin esası incelendi :2- Tarafların İddia ve savunmalarına, dosya içeriğindeki bilgi ve belgelere ve kararın gerekçesine göre borçlular vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE;3- Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde: Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı vekili tarafından iki ayrı bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus yolla 2004/5002 ve 2004/5003 esas sayılı icra takiplerinin yapıldığı, örnek 163 nolu ödeme emirlerinin 2.7.2004 tarihinde borçlulara tebliğ edildiği, borçluların ise İİK.nun 16.maddesinde öngörülen yasal 7 günlük süreden sonra İcra Mahkemesine başvurarak takip dayanağı bono örneklerinin ödeme emri ekinde tebliğ edilmediği gerekçesi ile İİK.nun 58/3. ve 61/1.maddelerine dayalı olarak ödeme emirlerinin iptalini istedikleri anlaşılmaktadır. Borçlular İcra Mahkemesine başvurularında ödeme emri tebliğ işlemine yönelik herhangi bir iddia ve şikayette bulunmadığına göre Mahkemece borçluların anılan takiplere yönelik şikayetlerinin süre yönünden reddedilerek, bu takipler yönünden meskeniyet şikayetlerinin yöntemince incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken , ödeme emri tebliğ işlemlerinin usulsüz olduğuna res’en karar verilerek İİK.nun 58/3. ve 61/1.maddelerine dayalı şikayetin kabul edilerek ödeme emirlerinin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.Öte yandan, 2004/5468 esas sayılı icra takip dosyasında meskeniyet şikayetine konu edilen taşınmazın tapu kaydına 28.7.2004 tarihinde haciz konulduğu , meskeniyet şikayetinin ise bu tarihten daha önce 26.07.2004 tarihinde yapıldığı anlaşılmaktadır.Bu durumda şikayet tarihi itibari ile ortada henüz şikayet konusu yapılabilecek bir haciz işlemi bulunmadığından , borçluların bu takip dosyası yönünden haczedilmezlik şikayeti hakları doğmamış olup Mahkemece anılan takip dosyasına yönelik olarak meskeniyet şikayetinin reddi yerine esasının incelenerek yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.Kabule göre de; İ.İ.K.’nun 82/12 maddesi gereğince, borçlunun “haline münasip” evi haczedilemez. Bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Buradaki “aile” terimi, geniş anlamda olup, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsar. İcra mahkemesince, borçlunun sözü edilenlerle birlikte barınması için zorunlu olan haline münasip meskeni temin etmesi için gerekli bedel bilirkişilere tesbit ettirildikten sonra, haczedilen yerin kıymeti bundan fazla ise satılmasına karar verilmeli ve satış bedelinden yukarıda nitelikleri belirlenen mesken için gerekli olan miktar borçluya bırakılmalı, kalanı alacaklıya ödenmelidir. Bu kıstasları aşan nitelik ve evsaftaki yerlerle, makul ölçüleri geçen oda ve salonu kapsayan, ve ikamet için zorunlu öğeleri içeren bir meskenin dışındaki yerler, maddede öngörülen amaca aykırıdır. Borçlunun görev ve sıfatı, kendisinin yukarıda belirlenenden daha görkemli bir meskende ikamet etmesini gerektirmez. Somut olayda Mahkemece mahallinde yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda taşınmazın 80.000,00YTL. edeceği ve borçlunun haline uygun olduğu bildirilmiştir. Bilirkişi raporunda taşınmazın değerinin hangi kıstaslara göre belirlendiği Yargıtay denetimine imkan verecek şekilde açıklanmadığı gibi borçlunun haline uygun ev alabileceği miktar belirlenmediğinden anılan rapor bu hali ile hüküm kurmaya elverişli değildir.Mahkemece yapılacak iş, bilirkişilerden ek rapor alınarak borçlunun daha mütevazi bir semtte haline münasip evi alabileceği değerin tespitinden sonra bu miktar mahcuzun değerinden az ise mahcuzun satılarak, borçlunun haline münasip ev alması için gerekli bedelin kendisine, artanın alacaklıya ödenmesine, satışın borçlunun haline münasip ev alabileceği miktardan az olmamak üzere yapılmasına karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile ve yetersiz rapora dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.SONUÇ :Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda 3.madde de yazılı nedenlerle alacaklı yararına İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 06.06.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.