MAHKEMESİ: Kumluca İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 20/09/2011NUMARASI: 2011/99-2011/185Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın 09.04.2012 tarih, 30366/11505 sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :İİK.nun 127.maddesi gereğince satış ilanının bir suretinin borçlu, alacaklı ve tapu sicilindeki ilgililere tebliği zorunludur. Şikayetçi takipte borçlu olup, satış ilanının usulüne uygun olarak kendisine tebliği gerekir.Satış ilanının tebliğ edildiği tarih itibariyle uygulanması gerekli olan 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun “Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina” başlıklı 21. maddesinde; “Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memuruna imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır” hükmü yer almaktadır. Madde bu haliyle iki hali birlikte düzenlemiştir. Bunlardan ilki “adreste bulunmama”, diğeri ise “tebellüğden imtina”dır. Muhatabın adreste bulunmaması halinde tebliğ memurunun ne şekilde davranması gerektiğini düzenleyen Tebligat Tüzüğünün 28. maddesinin birinci fıkrasında; “Muhatap veya adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste bulunmazsa, tebliğ memurunun adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar kurulu veya meclisi üyeleri, zabıta amir ve memurlarından tahkik ederek beyanlarını tebliğ tutanağına yazıp altını imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde de bu durumu yazarak kendisinin imzalaması gerekir” hükmü öngörülmüştür. Satış ilanı tebliğ işleminin yapıldığı tarih itibariyle yürürlükte olup, olayda uygulanması gerekli olan Tüzüğün 28. maddesi, tebliğ memuruna ilgilinin neden adreste bulunmadığını “tahkik etme” görevini yüklemiştir. Buna göre tebliğ memuru tahkik etmekle kalmayıp, bunu tevsike yönelik olarak yaptığı tahkikatın sonucunu tebliğ evrakına yazacak ve maddede açıkça belirtildiği üzere ilgilisine imzalatacaktır. Ancak bu şekilde yapılan işlemin usulüne uygun olup olmadığı, hakim tarafından denetlenebilir. Muhatabın tebliğ adresinde ikamet etmekle birlikte, kısa ya da uzun süreli ve geçici olarak adreste bulunmadığının, tevziat saatlerinden sonra geleceğinin beyan ve bunun tevsik edilmesi halinde ancak; maddede sayılanlardan, örneğin muhtara imza karşılığı tebliğ edilip, 2 numaralı fişin kapıya yapıştırılması ve komşunun durumdan haberdar edilmesi işlemlerine geçilebilecektir. Tahkikatta muhatabın adresten kesin olarak ayrıldığının ya da öldüğünün tespiti halinde ise Tüzüğün 28. maddesinin 2., 3., 4. fıkraları gereğince işlem yapılacaktır.Yine 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina başlıklı 21. maddesine 6099 Sayılı Yasanın 5. maddesi ile eklenen 2. fıkrasında; "Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır" hükmü yer almaktadır.Öte yandan 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 23/8. maddesi uyarınca, tebligatın adres kayıt sistemindeki adrese yapılması durumunda buna ilişkin kaydın tebliğ evrakı üzerine yazılması zorunludur.Somut olayda; borçluya yapılan satış ilanı tebligatında, muhatabın adresten ayrıldığının tespit edildiği, ancak bilinen son adresi bu adres olduğundan evrakın mahalle muhtarına bırakılıp iki nolu haber kağıdının kapıya yapıştırıldığı belirtilerek 17.03.2011 tarihinde satış ilanının tebliğ edildiği görülmektedir. Muhatabın adresten ayrılması nedeni ile kendisine Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesi gereğince tebligat yapılamaz. Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi uyarınca tebligat yapılabilmesi için de aynı Kanunun 23/8. maddesi uyarınca tebligat mazbatası üzerinde adresin mernis adresi olduğuna dair bir kayıt bulunması gerekmekte olup, anılan kaydın tebliğ evrakında bulunmadığı, dolayısıyla bu madde hükmüne göre de tebligatın yapılamayacağı gözetildiğinde, borçlu adresine çıkarılan satış ilanının usulüne uygun şekilde tebliğ edilmediği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin reddine dair hüküm tesisi isabetsiz olup, mahkeme kararının bu nedenle bozulması gerekirken onandığı anlaşılmakla borçlunun karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir.SONUÇ :Borçlunun karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 09.04.2012 tarih ve 2011/30366-2012/11505 sayılı onama ilamının kaldırılmasına, mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.'nun 366. ve HUMK.'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 21/01/2013 günündeoybirliğiyle karar verildi.