Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11989 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 30305 - Esas Yıl 2009





MAHKEMESİ : Altıntaş İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 26/03/2009NUMARASI : 2009/1-2009/5Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki her iki taraf vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Mahkemece, yüze karşı verilen kısa kararda “karar kesinleştiğinde HUMK.nun 193. maddesinde belirtilen süre içerisinde talep halinde dosyanın Altıntaş Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine.” karar verilmesine karşın, gerekçeli kararda “karar kesinleştiğinde HUMK.nun 193. maddesinde belirtilen süre içerisinde talep halinde dosyanın Serik ilçesi Aile Mahkemesine gönderilmesine.” hükmedilmek suretiyle kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratılmıştır. Bu çelişki tavzih kararıyla ortadan kaldırılamaz. Çünkü hükmün neticesini değiştirecek şekilde tavzih kararı verilemez .T.C. Anayasası, yargılamada aleniyet ilkesini benimsemiştir. Bu nedenle, yargılama açık olarak yapılacak ve yargılama sonunda verilen karar HUMK.nun 388/son maddesi hükmü gereği açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde açıkça belirtilecektir. HUMK.nun 382. maddesi gereğince, sonradan yazılacak gerekçeli kararın da verilen kısa karara uygun olması gerekir. (HUMK.nun 381/2-1 madde hükümleri gereği) Bu nedenle mahkeme hükmü tek olduğundan ve kısa kararla aynı sonuçları taşıyacağından kısa karar ve gerekçeli karar arasında çelişki halinde ortada yasaya uygun bir hükmün varlığından söz edilemez. Nitekim Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulunun 10.04.1992 tarih ve 7/4. sayılı kararında, kısa kararla gerekçeli kararın çelişik bulunmasının bozma nedeni sayılacağı belirtilmiş olup, mahkemece yapılacak iş, önceki kararlar ile bağlı olmaksızın çelişkinin giderilmesi için vicdani kanaatine göre yeni bir karar vermekten ibarettir. SONUÇ : Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 11.05.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.