Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 11942 - Karar Yıl 2006 / Esas No : 9251 - Esas Yıl 2006
MAHKEMESİ: İstanbul 9. İcra MahkemesiTARİHİ: 12/12/2005NUMARASI: 2005/978-1953Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı tarafından borçlu şirket aleyhine genel haciz yolu ile icra takibine geçilmiş; örnek (49) nolu ödeme emrinin "gösterilen adreste muhatabın daimi birlikte Nil Kaya" imzasına tebliğ edildiği görülmektedir. Borçlu şirketin icra mahkemesine başvurusu ise bu tebligatın usule uygun olarak yapılmadığından tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 8.6.2005 olarak düzeltilmesi istemine yöneliktir.Mahkemece, tebligat yapılan sekreterin tüzel kişiliği çalışanı olduğu, bu nedenle tebligattan haberdar olmamalarının düşünülemeyeceği ve Türk Medeni Kanunun 2. maddesi gereğince iyiniyet kuralları ile bağdaşmayan bu istemin reddine karar verilmiştir.7201 sayılı Tebligat Kanunun 12. maddesine göre hükmi şahıslara tebligat selahiyetli mümessillerine, bunlar birden ziyade ise yalnız birine yapılır. Aynı kanunun 13. maddesine göre de, tebliğ yapılacak bu kişiler, herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde işylerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları taktirde tebliğ, orada hazır bulunan memur ve müstahdemlerinden birisine yapılır. Tebligat Tüzüğünün 18. maddesinde de, selahiyetli kişilerin bulunmadığı tebliğ mazbatasında gösterilmesi lüzumu hüküm altına alınmıştır.Somut olayda, tebligat parçasında bu hükme uyulmadığından tebliğ işlemi usulsüzdür. Bu ilkeler, HGK.nun 22.6.1988 Tarih ve 1988/12-266 sayılı kararında da kabul edilmiştir. Bu durumda mahkemece, 7201 sayılı kanunun 32. maddesi de gözetilerek öğrenme tarihi belirlenip tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde olayda uygulanma yeri bulunmayan Türk Medeni Kanunun 2. maddesinden sözedilerek borçlu tarafın iyi niyetli olmadığından bahisle istemin reddi yönünde hüküm kurulması isabetsizdir. SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 05.06.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.