MAHKEMESİ: Anamur İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 21/12/2006NUMARASI: 2006/51-97Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı vekili Av. A..A.. U..tarafından borçlular hakkında bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine geçildiği, borçluya gönderilen örnek 10 numaralı ödeme emrinin tebliğ edilmesinden sonra borçlular tarafından yasal süresi içerisinde icra mahkemesine başvurulduğu ve takibe itiraz edildiği anlaşılmaktadır.HUMK.nun 62. ve 68., Avukatlık Kanununun 41. ve 7201 Sayılı tebligat Kanununun 11.maddesi gereğince vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması zorunludur. İcra takibi alacaklı vekili tarafından yapıldığı halde, İcra Mahkemesince dava dilekçesinin ve duruşma gününün anılan yasa hükümlerine aykırı olarak alacaklı asile tebliğ edildiği ve alacaklı vekilinin yokluğunda yargılamanın sonuçlandırıldığı görülmüştür.O halde Mahkemece öncelikle alacaklı vekiline usulüne uygun olarak duruşma günü tebliğ edilip taraf teşkili sağlandıktan yargılamaya devam edilmesi gerekirken, alacaklı asile duruşma günü tebligatı yapılmak suretiyle yargılamaya devam edilip sonuçlandırılması isabetsizdir.Kabule göre de; İİK'nun 169a-1 maddesi gereğince icra hakimliğinde borçlu, borcun bulunmadığını veya itfa yahut imhal edildiğini resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ettiği takdirde itirazın kabulüne karar verilir. Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre, sunulan ödeme belgesinin takip konusu borç için verildiğinin kabul edilebilmesi için, belgede takip dayanağına açıkça atıf yapılması zorunludur.İİK'nun 169a-3 maddesi gereğince ise “Borçlunun ibraz ettiği belge altındaki imza alacaklı tarafından inkar edilirse, merci hakimi, 68/a maddesindeki usule göre yapacağı inceleme neticesinde imzanın alacaklıya ait olduğuna kanaat getirdiği takdirde, borçlunun itirazının kabulüne karar verir.” Somut olayda borçluların itirazlarına dayanak yaptığı belgeler adi nitelikte olup, İİK'nun 169a-1 maddesinde sayılan belgelerden değildir. Bu durumda Mahkemece İİK'nun 169a-3 maddesi uyarınca alacaklıya meşruhatlı davetiye tebliğ edilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile itirazın kabulü yönünde hüküm kurulması doğru değildir.SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 12.06.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.