MAHKEMESİ: Batman İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 24/03/2011NUMARASI: 2010/135-2011/65Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :HUMK.nun 163 ve 159. maddeleri uyarınca, süre tayininin hakimin takdirine bırakıldığı hallerde, yapılacak işlemin niteliğine göre makul bir süre belirlenmelidir. Hakimin verdiği ve kesin olduğunu belirttiği sürede, taraflar belirtilen işlemi mutlaka yerine getirmelidir. Sürenin bitiminden sonra belirtilen işlemin yapılması mümkün değildir. Hakkın zayi olması gibi ağır bir müeyyideye bağlanan kesin sürenin hukuki sonuç doğurabilmesi için, yapılması gereken işlemler ve bu işlemlerin ne kadarlık sürede yapılacağı açık ve tam olarak ara kararında belirtilmeli, ayrıca bunların yapılmamasının doğuracağı sonuçlar da açıklanmalı ve taraflar uyarılmalıdır (HGK.nun 21.9.1983 tarih 14/3447-825 sayılı kararı).Somut uyuşmazlıkta, borçlu vekili tarafından, müvekkili hakkında başlatılan ilamlı icra takibinde istenen işlemiş faiz miktarı ve oranına karşı çıkılmış, fazla istenen faizin iptali talebinde bulunulmuştur.Takibe dayanak yapılan ilamda, "kıdem tazminatı alacağının, mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı ile birlikte tahsiline" hükmedilmiştir. HGK.nun 20.9.2006 tarih ve 12-594/534 sayılı kararında da vurgulandığı üzere bu durumda mahkemece yapılacak iş; tarafların bildirdikleri bankalardan hakkın doğum tarihinden itibaren birer yıllık devreler halinde bankalarca mevduata fiilen uygulanan en yüksek faiz oranının sorulması ve hakkın doğum tarihinden takip tarihine kadar istenebilecek faiz miktarının bilirkişiye hesaplattırılması şeklinde olmalıdır. Somut olayda, icra mahkemesince, borçlu tarafa, uygulanmasını talep ettiği faiz oranları ile ilgili bankaları bildirmesi imkanı sağlanmadan, 23.12.2010 tarihli celsede bilirkişi raporu alınması yönünde borçluya gerekli giderleri yatırması için (HUMK'nun 163. maddesi anlamında) kesin süre verilmek suretiyle eksik inceleme ile sonuca gidilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 10/04/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.