Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11745 - Karar Yıl 2006 / Esas No : 8747 - Esas Yıl 2006





MAHKEMESİ: Manavgat İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 30/01/2006NUMARASI: 2006/9-30Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Şikayet, şirket ortağının şahsi borcundan dolayı şirket taşınmazları ve araçları üzerine haciz konulması isteminin reddinin şikayetine ilişkindir. Mahkemece borçlunun hisse sahibi olduğunu belirttiği şirketlerdeki taşınmaz ve araçlar üzerinde haciz işlemi yapılabileceğinden şikayetin kabulüne karar verilmiştir.Limited şirkette ortağın kişisel alacaklısının ilk başvurabileceği mallar ortağın kişisel mallarıdır. Kişisel mallar yok veya alacaklı alacağının tamamını tahsil edememişse bu durumda, ortağın şirketteki kar payına başvurabilir (TTK’nun 522. md.). Limited şirketlerde kolektif şirketlerde olduğu gibi TTK’ nun 169 ve 170. maddeleri uyarınca bilançoya göre saptanacak kar payı her yıl sonunda muaccel hale gelir. Bunun için alacaklı TTK’ nun 191. maddesi uyarınca tasfiye sonucunda borçlu ortağa düşecek paya haciz koydurmaya ve altı ay önce ihbar etmek ve hesap yılı sonu için hüküm ifade etmek koşulu ile ortaklığın feshini isteyebilir. Limited şirket diğer ticaret şirketlerinde olduğu gibi ortaklardan ayrı müstakil ve tüzel kişiliği olan bir varlıktır. Malları, alacakları, hakları ortaklara değil şirket tüzel kişiliğine aittir. Bu değerlerle şirket borçlarından birinci derecede sorumludur. Şirketin işlerini yürütmesi ve devamlılığı esastır. Bu sebeple, ortaklardan herhangi biri şirketin mal varlığı, gelirleri üzerinde mülkiyet iddiası ile bir hak ileri süremeyeceğinden şirket ortaklarının şahsi alacaklıları da böyle bir iddia ileri sürerek işlem yapılmasını isteyemezler. Yukarıda belirtilen açıklamalar ışığında borçlu şirket ortağının şahsi borcu sebebiyle icra müdürlüğünce şirkete ait taşınmazlar ile araçlar üzerine haciz konulması talebinin reddi doğru olduğundan mahkemece şikayetin reddine karar vermek gerekirken kabulüne karar verilesi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 02.06.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.