Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 11535 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 387 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ: Ankara 12. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 10/10/2012NUMARASI: 2012/981-2012/962Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Çeke dayalı olarak yapılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte borçlu vekili; takibin kesinleşmesinden sonra 6 aylık zamanaşımı süresinin geçtiğini ve takibin zamanaşımına uğradığını belirterek, icranın geri bırakılmasına karar verilmesini talep etmiş, mahkemece 6273 Sayılı Kanunun 7. maddesi ile değiştirilen 6762 Sayılı T.T.K.'nun 726. maddelerine göre zamanaşımının 3 yıl olarak dikkate alınması gerektiği, 3 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı belirtilerek istem reddedilmiştir. 03.02.2012 tarih ve 28193 (mükerrer) sayılı Resmi Gazete yayımlanarak yürürlüğe giren 6273 Sayılı Kanunun 7. maddesiyle değişik 6762 Sayılı TTK.'nun 726. maddesinde; "Hamilin; cirantalarla keşideci ve diğer çek borçluiarına karşı haiz olduğu müracaat hakları ibraz müddetinin bitiminden itibaren üç yıl geçmekle müruruzamana uğrar..." hükmü düzenlenmiştir. 6273 Sayılı Kanunun 8.maddesinde ise 13.1.2011 tarihli ve 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunun 814.maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında yer alan çek zamanaşımı ile ilgili "altı ay" ibaresi de "üç yıl" şeklinde değiştirilmiştir. Zamanaşımı süresi usul hukuku işlemi olmayıp maddi hukuk işlemidir. Nitekim 6763 Türk Ticaret Kanunun Meriyet Ve Tatbik Şekli Hakkındaki Kanunun 2.maddesinde Türk Ticaret Kanunun meriyetinden önce işlemeye başlamış bulunan zamanaşımı sürelerinin eski kanun hükmüne tabi olacağı düzenlenmiştir. 1.7.2012 tarihinde yürürlüğe giren ve yeni Türk Ticaret Kanunun yürürlük ve uygulama esasları hakkındaki kanunun 6/1. maddesinde aynen "Türk Ticaret Kanunun yürürlüğe girmesinden önce işlemeye başlamış bulunan zamanaşımı süreleri ile hak düşürücü süreler eski hukuka tabidir" şeklinde benzer bir hükme yer verilmiştir. 6102 Sayılı TTK'nun 814.maddesinin birinci bendinde(Eski TTK'nun 726/1) çek zamanaşımının ibraz süresinin bitiminden itibaren başlayacağı öngörülmüştür. Bu yasal düzenlemeler ve ilkeler ışığında çek zamanaşımını 3 yıla çıkaran 6273 Sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 3.2.2012 tarihinden önce ibraz süresi dolan çeklerde zamanaşımı süresi altı ay, ibraz süresi bu tarihten sonra dolan çeklerde ise 3 yıl sonra dolmaktadır. Somut olayda takibe konu çek keşide tarihi 12.1.2009 olup, ibraz süresinin bitim tarihine göre yürürlükte olan 6762 Sayılı Kanunun 726 maddesi hükmünde öngörülen 6 aylık zamanaşımı süresine tabidir. Takibin kesinleşmesinden sonraki devrede 20.4.2009 ile 14.9.2010 tarihleri tarihleri arasında çek zamanaşımının dolduğu görülmekle mahkemece şikayetin kabulu ile icranın geri bırakılmasına karar verilmesi yerine şikayetin yapıldığı 09.10.2012 tarihi esas alınarak 3 yıllık zamanaşımının geçmediği gerekçesi ile şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ :Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.